TEDBİLİ HAVA

 

            Yaz mevsimi tatil mevsimidir. Ama kime tatil? Herkes hak ediyor mu tatili?

 

  TDK’nın Türkçe sözlüğünde tatil, “Kanun gereğince çalışmaya ara verilen süre, dinlenme.” diye tanımlanmış.

 

Çalışanlar tatile çıkıyor ama yetmişlik emekliler ne tatiline çıkıyor, anlamıyorum. Emekli oldukları gün, zaten tatile çıkmamışlar mıydı, erkekler? Sanki yıl boyu çalışmışlar da çalışmaya ara verip dinlenecekler. Bu, olsa olsa her şey dahil sistemiyle çalışan bir otelde kalmak isteyen emekli ev hanımları için geçerli olabilir. Yoksa aynı otelde eşine eşlik eden emekli erkeğin “tatil yapıyorum” demeye hakkı mı vardır?. O, “tatil” yerine “hava değişimi” dese daha münasip olur kanaatimce…

 

Ev hanımı her gün yemek,  temizlik, çamaşır, bulaşıkla ilgili çalışmalarına ara verdiği için “tatil” diyebilir. Ama ev erkeği, kahvaltıdan sonra divana uzanma, öğle yemeğinden sonra kahveye gidip iki el oyun çevirme çalışmalarına mı ara veriyor da eşinin üç günlük tatiline ortak oluyor? Biri ben isem de, tatil demeyelim arkadaş! Bizim “tebdilihava” dememiz bile fazla. Üstelik oralarda, “çevremden, arkadaşlarımdan uzak kaldım” diye eşinin ensesinde boza pişiren, kısa tatillerini burnundan getiren nane molla erkekleri çok görmüşümdür.

 

Ev hanımlarına bu kadar yağ yeter. Şimdi gelelim tatil yöreleriyle ilgili küçük küçük notlarıma:

 

1-Şoför, 11-12 yaşlarında iki çocuğu gezmeye götürüyor. Belki de karne ödülüydü. Onlara bilet almamış. Otobüs son koltuğa kadar biletli yolcuyla dolu olduğundan 15 saatlik yolculuk boyunca o çocukların çektiği çileyi bir Allah, bir de ben biliriz. Ayakta, uyumadan onca yolu başarıyla bitiren çocukları takdir ederken onların yüzünden acılı bir yolculuk yaptığımı da belirtmeliyim.

 

2- Kimi otellerin plajlarına müşteri olmayanları koymuyorlar. Böyle bir olay, vaktiyle bir yetkilinin “Halk plajlara öyle hücum etti ki vatandaş denize giremiyor!” diye yakınmasını getirdi aklıma.

 

3- Bir çalışanını ziyarete gittiğimizde çalışan o anda izinli olduğu için otele bile almadılar, bizi. Oysa almadığıma değil, görmediğime yanarım diye bir kez olsun  beş yıldızlı otel gezmek istemiştik, ziyaretin yanında. Otel kapısının yüzümüze kapatılması, “Kendi vatanımızda vatansızlar gibiydik” dizesini anımsattı.

 

Güzellikler yazmak için oturmuştum, bilgisayarın başına. Ama aklıma ilk anda bunlar geldi. Şimdilik bunlarla yetinilmesi,  güzel günlerde güzellikleri konu edinen yazılarda buluşmak dileğiyle..       

  

( Tebdili Hava başlıklı yazı RasimCANBOLAT tarafından 7/11/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu