Ey benim, kara yazgılı

Anadolu’ mun vefalı insanı,

Bakışların var!

Donmuş bir deryanın görüntüsü.

Gözlerinden çakıyor, sanki şimşeklerin gümbürtüsü,

Donduruyor insanı o dalgın bakışların

Üzüntüsü..

 

Belki de haykırmak belki de

Belki de çıldırmak geliyor senin içinden..

Duruşun bakışların

Sanki bir fırtına öncesinin sessizliği!

Korkutur seni belki,

İçine düştüğün o kör kuyunun derinliği.

Ve ben sana baktıkça hayata küskünlüğün okunuyordu

Senin o gözlerinden..

 

Anlat duymak istediğim hayat hikayeni

Korkma sen de yüreğinden!

Söyle ne düşünüyorsan hiç ağlamadan içinden!

Belli.. Belli sen anlatmasan da!

Hayatının rengi elindeki sigaraların kül renkli  izlerinden..

Gördüm ki hiç düşmüyor o musibet!

Sen kara, kara düşünürken sarı parmaklı elinden..

 

Gözlerinde!

Hayat yorgunu esmer renkli o düşlerin,

Hazan vaktinde sana, bir hayat filiz veriyor gibi.

Sanki kökünden fışkırıyordu filizler!

Sen şu hazan vaktinde,

Hiç olmadık hayallere kapılırken..

Ve ben sana bakmaya korkuyorum

Çünkü senin!

Sarı yaprağın daldan düşüşüne benzer o görünüşün,

Sen karşımda dalgın gözlerinle buz keserken..

 

Geçmişi yaşarsın sana bakınca anladım,

Senin o anlamlı bakışlarında,

Anadolu’nun

Buram, buram kokusunu duydum,

Efsanelerini ve türkülerini ve ağıtlarını duydum

Sen anlatmadan içimde

Ve senin!

Yürek sesine hicranına haykırışını hissettim karşımda..

 

Hayallerin belli ki yıkılmış!

Senin viran yüreğini sızlatmakta yaşadığın o acı ezgi

İçinde depreşir anladım fakat yine de dışa vurmazsın neden

Ruhun bedeninde çırpınıp dururken,

Hayata küsmüş gibisin.

Buruş, buruş olmuş o yüzlerinin kül rengi,

Bana çok şeyleri anlatır,

Ben sana dalgın, dalgın ve hayran, hayran bakarken..

 

Bilir misin?

Kimse aldırmaz sana benden başka,

Bakan yoktu sanki ateş düşen senin yüreğine!

Sen!

Hayatın silinmez sillesini tekrar, tekrar benimle paylaşırken..

Anladım ki!

İçinde dinmek nedir bilmeyen fırtınalar!

Çılgın gibi esmekte,

Sense hala, bunu umursamazsın

Çiçek dikmeye çalışır gibisin, o gönül bahçende..

 

Ey benim yüce Rab’im,

Ey benim sırrı çözülmez yüce Tanrı’m

Bu hayat bu yaşam onun suçu mu?

Ben üzgün ona bakarken,

Göremediğim acılar fışkırdı onun her yerinden!

Elinde teşbih belki şükreder belki dua eden dilinden,

Sen düşmezken

o uzaklara donuk, donuk bakar

Ve eğerdi bu garip boynunu yerlere neden..

 

A.Yüksel Şanlı er

08 Ağustos 2012

Antalya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

( O Garip başlıklı yazı Ahmet Yüksel tarafından 8.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu