***************************Rıhtımımı bekleyen fenerlere selâmımı ilet
***************************Elimde patladı verdikleri mâvi ışıklı bilet
Yollar hep dolambaçlı sultân olmuş ayrılık
Güneş ağıt tutturmuş sevdâya hazân kalmış
Her kelime vurucu yakıyor ılık ılık
Hüzün bereketliymiş(!) ölmeye zaman kalmış
Işık denizinde kayboldum Dil-ârâ
Jülîde rüyâlarım seherlere salmadı
Hürrem haberler getirdim sana:
“Rotasız uçuyorum tutku yüklü kanadımla…”
Nihân nilgünlerde beni arama
Fîrûze aydınlıklar terk etmiş mügeleri
Fulyayı görmeyeli gözleri mahzûn peykerlerin
Unut adımı Dil-ârâ şâdımânlar gibi unut
Bir kerecik olsun şu garibin sözünü tut
Musîbete erme demindeyim şimdi
Kaybetmişim mührü hicretsiz senâlarda
İki yakam bir araya gelir mi
Zülfü yâre dokunmuşum kaç kere
Su koyuvermiş zamanın selcân akrebi
Kilitlemiş yelkovanı işlemeli sandıklara
Hayât züğürt tesellisi verir mi süheylâya
Kurulmuş darağacı susmuş nârin türküler
Cân nergisler ölünce zâlim bir cânân kalmış
Gülün coğrafyasında bülbülsüz tüm ülküler
Renkli aşk yapbozunda huzûra efgân kalmış
Dil-ârâ senden bana kutsal bir fermân kalmış
……………………. süveydâya kan kalmış
……………………………………an / ân kalmış
(Atakum-Ekim/2010)
Dursun Tiftik