evler üst üste

düğüne bakar gibi

duruşu işte

çınarın dallarına

 

davulun sesi

zurnanın sesindedir

indir arada

olsun oyun havası

 

ibram fadime

sarılmışlar düğüne

uzandı birden

çalgılar sustu çıt yok

 

çırpadak durdu

dönen çarkına engel

eli kudurdu

su kesiği değirmen

 

soluk almadan

zıngazınk kalabalık

köyde adam yok

davulu götürüyor

 

gelin bekleyen

aldı çifteyi eline

kadınlar kızlar

kapıyı kapattılar

 

aldı başını

kırdadır ibram ali

çalıdan baktı

çocuklarda gözleri

 

çıkalım bundan

ibram gelirse döver

ilezi dövsün

ilez ibramı vurmuş

 

hadi vur taşı

kolay mıdır vurması

engas söyledim

taşı atar mıyım hiç

 

geldiği gibi

döndü gerisingeri

kimin gördüyse

kendini çekiştirir

 

çakır dikeni

gözü içine diker

gitmeli miyim

kırların tadı kaçtı

 

uyumadı hiç

hemi sabaha kadar

yağan yağmurun

hemi duyar sesini

 

uyurum belki

yağmur bir ara dindi

sokak kapısı

açılınca ezandır

 

gelen bir kurşun

gelen karanlık dama

belanın üstü

boynuzu kulağı yük

 

yürüdü öte

yürüdü ötesinde

bir çakmağı çak

bir de çakmak taşına

 

havladı sandım

iki tabancadır bir

karanlık ışır

havlayıp birbirine

 

köpek uludu

uluyan başını ter

ilezi sordu

ilk onar sonra sine

 

ibramı yordu

damda resim yapıyor

geceli gündüz

yıldızlar göz kırpıyor

 

köyün dışında

yollarında çamurla

ayakkabılar

eline dolanırsa

 

yarım saatte

on kilometre gider

sağanak gelir

köprü altında şimdi

 

otomobilde

durmayınca kaptanı

basınca gaza

ibram ali de coştu

 

bir uçta yolun

bir ucu karıncada

kanatlı arı

çiçeğin güzeline

 

yaylı bacaklı

çekirgem atlayıver

türkülerinde

kuşlar sesini dinler

 

çayırı yeşil

dağlar yüksek dalgalı

tirfil baklacık

kim dikti bu otları

 

teke sakalı

ebegümeci hele

süsler ovayı

gelincikle papatya

 

batar eline

yakar çakır dikeni

tosbağaya bak

son sürat geçiyorsa

şişti avurdu

çırpıkbacak kurbağa

bunları çizsem

diye geçirdi usta

 

gidi namussuz

tebelleş oldu başıma

üstüme gelir

çekince tabancamı

 

ulan kötü dam

kaçsam nereye gitsem

resimler yapsam

resim öğreten var mı

 

okulu da yok

varsa diploma derler

okumamışım

okutmadılar beni

 

vur dedi gönül

vur diyor ne bu be

yapar vallahi

oturup damda resim

 

ustaya bırak

ol çırak ol vallahi

gurbeti ırak

ol çıra yan vallahi

 

111012denizligülce

( Bir Romanda İzler-19 Evler Üst Üste başlıklı yazı Ozan EFE tarafından 17.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu