1570 Yılında Kıbrıs adası Türk’lerin eline geçtiğinde bunun intikamını almak üzere , Papa’nın öncülüğüyle İspanya ve Venedik savaş gemilerinin çoğunlukta olduğu muazzam bir Haçlı Donanmasının başına İspanya Kralı II.Filip’in kardeşi 23 yaşındaki Don Juan tayin edildi .

Kıbrıs’ın fethinden üç ay sonra 278 parça gemiden oluşan Haçlı Donanması Yunanistan güney kıyılarında (Lepanto) İnebahtı’da Osmanlı donanması ile temas sağladı . Türk gemilerini karaya yakın bir yerde savaşa sokmaya niyetli olan Kaptan-ı Derya Ali Paşa’ya , savaşın açık denizde yapılmasının uygun olacağını , gemilerdeki kara askerlerinin en küçük bir top isabetinde korkarak kıyıya yanaşma tehlikesi olduğunu belirten Uluç Ali Reis’in açık denizde tertibat alalım teklifini kabul etmedi . İki donanma İnebahtı (Lepanto) önlerinde vaziyet aldıklarında Türk gemileri düşmanla , kara arasında kalmışlardı .

Kaptan-ı Derya Ali Paşa , savaş emrini verir vermez bir hamlede düşman amiral gemisinin üzerine doğru yol almaya başladı . Düşman gemileri sancak ve fenerlerden bunun amiral gemisi olduğunu anlayınca bir anda çevresini sarmaya başladılar . Kaptan Paşa şehit ve iki oğlu esir düştü . Akşama kadar devam eden çarpışmalarda çok değerli kaptan ve leventler şehit düştüler . Uluç Ali Reis’in dediği çıkmış binlerce asker kaybımızın yanı sıra 224 parça Türk donanmasının 190 gemisinin büyük kısmı batmış ve bir kısmı da düşman eline geçmişti .

Uluç Ali Reis kendi gemileriyle donanmanın sağ cenahındaydı . Kendi cephesindeki Malta Şövalyelerinin Kaptan gemisini ele geçirerek komutanın başını kestirip , diğer düşman gemilerinin bir kısmını da yakarak batırdı .

Dönerken donanmamızın perişan halini görerek teessürle savaş bölgesinden sıyrıldı . Uluç Ali Reis’in gemilerini takip eden düşman gemileri kendisini Navarin’de kıstırdılarsa da yakalayamadılar . Kendi filosunu zayiatsız kurtaran Uluç Ali Reis , durumu Edirne’deki Padişah Sultan Selim’e bildirdi . Gösterdiği ehliyet takdir edilerek Kaptan Paşa’lığa ( Donanma Komutanlığına ) atandı . Ve adı Kılıç Ali Paşa’ya çevrildi .
Bu zafer , başta İspanya olmak üzere Avrupa’da büyük şenliklerle kutlandı . Ele geçirilen Kaptan Paşa gemisinin fener ve sancakları şehir şehir dolaştırılarak teşhir edildi .

Kılıç Ali Paşa , Padişah’ın emriyle yeni bir donanma kurmak üzere İstanbul’a geldi . Başta İstanbul olmak üzere Akdeniz ve Karadeniz’deki tersanelerde 200’ün üzerinde gemi kızağa kondu . Gemiler için gerekli personelin eğitimi de devam ediyordu . Kılıç Ali Paşa leventlikten yetişme ve sözünü sakınmaz bir kaptan olduğundan Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa’ya “ 200 teknenin yapımının mümkün olduğunu ama gemilerin halat , yelken ve demirlerinin sağlanmasının çok güç olduğunu “ söylediğinde Sokollu şöyle cevap verdi :“ Paşa Hazretleri , sen henüz bu Devlet-i Aliyye’yi bilmemişsin . Bevallah böyle itikat eyle . Bu devlet ol devlettir ki murat edinirse cümle donanmanın lengerlerini gümüşten , resenlerini (iplerini) ibrişimden , yelkenlerini atlastan etmekte sıkıntı çekmez ve her hangi geminin alatını ve yelkenini yetiştirmezsem bu minval üzere benden al .”

Bu sözlerden çok etkilenen Kılıç Ali Paşa hemen yerinden kalkıp Sokollu’nun elini öpmüş “ Hakikaten bildim ki donanmayı siz tekmil edeceksiniz .” demişti .
Büyük Devlet’in Sadrazamı Sokollu , Kıbrıs’ın fethinden sonra İstanbul’dan kovulmayan Venedik Elçisi Barbaro ‘ya şöyle diyordu : “ İnebahtı Muharebesinden sonra cesaretimizin sönmediğini görüyorsun . Sizin zayiatınızla bizimki arasında fark vardır . Biz sizden bir Krallık yer ( Kıbrıs adası) alarak kolunuzu kestik , siz ise donanmamızı mağlup etmekle sakalımızı tıraş etmiş oldunuz . Kesilmiş kol yerine gelmez lakin tıraş edilmiş sakal daha gür olarak çıkar . “

Beş buçuk aylık bir hazırlıktan sonra 1572 yılının haziranında yepyeni bir Osmanlı Donanması 250 parça gemiyle Akdeniz’e açılıyordu . Venedikliler bu durum karşısında şaşkındı . İspanyollara da güvenemedikleri için Osmanlı Devleti’ne her yıl 300 bin flori (altın) haraç vermeyi kabul edip Arnavutluk sahillerindeki bir kale ile Bosna’da iki kale ve maden ocağını Türklere terk ettiler .

Dünyanın süper gücü Osmanlı Devleti kaybettiği donanmasının yerine yepyeni bir donanmayı egemenliği altına aldığı Akdeniz’e salmıştı ama İnebahtı’da kaybettiği kaptanlarının eksikliğini yıllarca hissetti .

İspanyollar , Lepanto zaferinin zevkini hiç unutmadılar . İmal ettikleri şaraplara LEPANTO ismini koydular .

427 Sene sonra İspanya’yı ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in masasına bu şarabı koyarak servis yaptılar .
İspanya Kralı Juan Carlos ‘un sofrasındaki kadehlerdeki Lepanto şarabının rengi , İnebahtı’da şehit düşen binlerce Türk askerinin kanına benziyordu .
( Türkiye Cumhurbaşkanı’na Lepanto Şarabı başlıklı yazı A.Müfit KUTLU tarafından 16.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.