Ellerimiz yaşımızın göstergesidir diye bilirdik.

Gördüklerim ve yaşadığım olaylar bu fikrin yanlış olduğunu kanıtlar nitelikte.

*********

Dayımın hanımı Behiye yenge o zamanlar 45 yıllık evli, tahminen yetmişine yaklaşıyordu. Her fırsatta ellerinin güzelliğini konu yapıyordu. Gerçekten elleri, 20-30 yaş arası tazelik ve güzellikteydi.

Çalıştığım kurumun mesleki ilerleme kursları için 45 gündür İstanbul'da kendilerinde misafir kalıyordum. Elleri dikkatimden kaçmıyordu çünkü kıskandıracak güzellikteydi. Kendi ifadesi ile:

-Ben iş yapmam. Emir erimize yaptırırım, (dayım yüksek rütbeli subaydı) kapıcımıza veya kapıcının karısına yaptırırım işlerimi. Eeee, yapan da kadın, yaptıran da...

Böyle diyordu. Sözlerini doğrulatırcasına, evine gelen misafirlerine bile rica eder işlerini yaptırırdı. Konuşmada usta ve o kadar tatlı dilliydi ki,  reddetmek imkansızdı, evlerinde misafirseniz, reddetmek mümkün olabilir miydi?

Dönüp kendi ellerime bakıyordum, offff...Otuziki yaşımdaydım o zamanlar ve beğenmedim ellerimi. Nasıl beğeneyim ki;

Memlekette daha onbir yaşında, yaz tatillerinde oturmuşum halı tezgahının başına, halı dokumak için. İncecik narin parmaklarım, mandolin telleri gibi gergin halı çözgüsünün dar aralıklarında, acıtıcı ilmeklere dayanamayıp bazen kanardı bazen de direnir ve yer yer nasırlar oluşurdu.

Okullar açıldığı zaman bu tahrişler iyileşme moduna girerdi.

Yalnızca halıdan mı? Elbette ki değil.

Tütün ziraati yapardık ve gülyağı, gülsuyu için de endüstriyel gülçiçeği ziraati...

Sulandıktan sonra tava geldi mi toprak, çapa ister. Çapa tek kişinin yapacağı iş değil, ekip işidir. Aksi halde tavı gidince toprağın,  kerpiç gibi olur ve verim düşer.

Evet! Ellerim, çapalamanın sonucunda yer yer su toplamış olurdu, yani sulu kabarcıklar. İyileşmesi zaman alırdı. Nasır kalıntıları da bana hatıra kalırdı.

Eğitim süreci böyle devam etti. Ohhh dedim işe başlayınca, ama senelik izinlerde de aynı nakarat...

Ve eller, bir bozuluyor, bir iyileşiyor...

Eldiven de kullanamıyorum hiçbir zaman da kullanamadım.

Ellerim...

**********

Apartmanımızın birinci katındaki jinekologun muayenehanesinde çalışan Emine hanım var. Köyde eşi vefat edince kızının eğitimi için şehir merkezine gelmiş, kendine uygun iş bulmuş.

Bir sebeple tanıştık. Orta öğrenimde olan kızına öğretmen olan eşim ders vermeye başladı.

Kadınlar diğer kadının yaşını merak eder ama soramazlar. Yüzü ve ellerin görüntüsü, elli yaş gibi. Merakımı kendime sakladım ama o, lafının bir arasında 35 yaşında olduğunu söyleyince...

Üzüldüm:

-Çok mu yıprattın kendini? Köy, kolay değil...

-Bağ, bahçe, hayvanlar...İşlerin hepsi bana bakıyordu. Dur durak yok, hiç dinlenmedik ki...

***********

İşte böyle...

Hani ya ellerimiz yaşımızın göstergesiydi!

Sevgi dolu selamlar...

( Ellerimiz Yaşımızın Göstergesi Midir başlıklı yazı Gülalkan tarafından 11/1/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.