Sadakta Sadakat Yok
Özün zehir dilin bal, kelamından usandım
Gecem sancılı puslu, bakarkör gibi kaydın
Yüzün ay parçasıymış, dört başı mamur sandım
Yıllar aylara gebe, yıldız olupta kaydın
Cümlelerim lal oldu, gözlerim yağmur çeker
Gönül ormanım kurak, ceylanım yalnız seker
Ne tırmık var, ne tırpan; bu çorağı kim eker
Yüreğimden çıkansın, daha yeni mi aydın
Kara kara düşünmez, harmanı bol olanın
Yar mührü gerek oysa; aşk silosu dolanın
Aklı başından gider, yar yanın da solanın
Her kapından geçeni, gönle giren mi saydın
Döş sancısı fay hattı; kim bile kimler bile
Cefan kalbim de saklı, çektirmedim ki çile
Bende katre figandın, yaşımı özüm sile
Bu cana, yol olmadın, yalanda içi baydın
Nafileymiş serzeniş, bir bulsaydın yolunu
Can evinde değilim, terk eyledim solunu
Sövgüye sınır koydum; boşu geç al dolunu
Sadakta sadakat yok, hedef şaşıran yaydın
.
(
Sadakta Sadakat Yok başlıklı yazı
GülsenTunçka tarafından
11.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.