Değerli Kızım;

Allah’ın yardımı ve yakınlığı sizler ile birlikte olsun… Nefsinizin çılgınlığı ve çalgınlığı sizleri zorda ve darda koymasın… Amaçsız ve inançsız bırakıp boş şeylerle sizleri meşgul etmesin… Allah’ın kerem ve ikramları kapınızdan asla eksik olmasın…


      Biliyorum ki, beş yıldır çektiğiniz çile sona ermekte, mezun olabilmeniz için zaman sizi beklemektedir. Ama unutmayın ki, talebelik yıllarınız ileride sizin de mutlaka itiraf edeceğiniz en mutlu, en huzurlu ve en güzel yıllarınız olduğunu hem görecek ve hem de ikrar edeceksiniz...


      Beş yıl boyunca öğrendiklerinizin toplamı, bir anahtardan öteye bir şey değildir. Bundan böyle öğrenmeyi ancak talebeleriniz ile birlikte ve onlarla beraber öğreneceksiniz. Diyeceksiniz ki bu nasıl olacak? Yani okuttukça öğrenecek, öğrendikçe daha çok okuyacaksınız… Nasıl ki sizin beklediğiniz gibi, talebeleriniz de sizden içten bir tebessüm, sıcacık bir merhaba ve birazcıkta hoşgörüden başka bir şey beklemezler…


      Korkudan titreyen bedenlerin size nasıl döndüğüne, endişeyle bakan gözlerin nasıl parıldadığına, nasıl dudaklarında tebessümlerin yayıldığına şahit olacaksınız. Onların soluk yüzleri canlanacak, heyecan ve hayata yeniden tutunacaklardır. Hocalığa olan sevginiz bir tutkuya ve aşka dönüşecek, görevinizi severek ve isteyerek yapacaksınız… Yorgunluğunuza ve bitkinliğinize de asla aldırmayacaksınız… 


      Değerli Kızım;

      Hoca olduğun halde, yanlış bir hareketinizden dolayı talebeleriniz sizleri uyarırsa, unuttuğunuz şeyleri size hatırlatır ise bilin ki bu sizin daha verimli olmanız ve daha iyi meyve verebilmeniz içindir. İyi bir eğitim ortamı için talebelere öğretmek değil, talebelerle öğrenmeniz, onların adına karar vermeniz değil, birlikte karar vermeniz sizi daha da yüceltir, saygınlığa erdirir… O zaman göreceksiniz ki, etrafınızda binlerce çiçek açacak, çevreniz daha güzel ve daha yaşanılabilir bir ortama dönüşecektir.


      Değerli Kızım;

      Gönüllere sevgi, beyinlere bilgi ve kalplere ilgi verebilmek için kendinizi çok daha iyi hazırlayınız… Siz talebeleriniz ile talebeleriniz de sizlerle birlikte büyüyeceklerdir… Onun için onların dertlerinin dermanı, yaralarının merhemi, yüreklerinin fermanı olmalısınız… Onların her bunaldığında veya daraldığında onları okşayan birer melteme dönüşmelisiniz…


      Asla unutmamalısınız ki, her çocuk bir ana kuzusudur. Sizin de birer ana kuzusu olduğunuz gibi… Çoğu gariptir, birçoğu kimsesizdir.  Hatta içlerinde yetim ve öksüz olanlarda vardır… İyi bir Müslüman asla açık ve hata aramaz. Siz de çok iyi bir Müslümansız ve sizlerde açık ve hatalar aramazsınız, hatta arayamazsınız… Eğer kapınıza eğitilmek için gelenler hatasız ve kusursuz olsalardı, asla sizlere ihtiyaçları olmayacaktı…


 Sizlerin görevi; o gençleri hata ve kusurlardan arındırıp, onları birer pırlanta haline dönüştürüp piyasaya sürebilmektir… Hoca olduğunuzu asla unutmayınız… Ki sizler ne mahkûmların karşısındaki birer gardiyan, ne de esir kamplarında görev yapan düşman subayları değilsiniz…


Yaratılışlarında sevgi olan insanlar, başlarındakilere düşman olamazlar… Eğer onlar düşman oluyorsa ki bu ancak sizin yani kötü eğiticiliğinizin eseri olur… Bir gül veya bir çiçek nasıl kendi bahçıvanına düşman olabilir? Bahçıvana nasıl zarar verebilirse, bir talebe de hocasına ancak o kadar zarar verebilir…


Değerli Kızım;

Bilgi ve tecrübelerini sevgi harcıyla birleştirenler, yaşları her ne olursa olsun, asırlara inat dimdik ayakta kalırlar. Sevgi ile sonsuz bir enerji kaynağınız olur.  Sizlerin ki baş hocası kusursuz ve yeryüzünün en mükemmel insanıdır. Onun yolundan, onun gibi olmak ve onun gibi yürümek sapmaz ve sarsılmaz en asli görevinizdir…


Talebelerinizin bazıları içine kapanık, kimi konuşkan, kimi alıngan, kimi umursamaz, kiminin de atak olacağı malumunuzdur. Sevgi beslemeden, sevgi olmadan yapılan tüm işler yorucu olur. Her başarılı eğitimin ana temelinin doğru iletişim ve doğru etkileşim olacağını unutmamalısınız. İletişim yoksa başarı da yoktur. Dilinizden daha çok haliniz konuşsun… Bedenin dili, konuşulan dilden çok daha etkilidir.


Tüm talebeler, sevdiği ve istediği takdirde kendini okumaya verir ve başarılı olurlar… Zorla gelen güzellik, güzellik sayılmaz… Zorla geliyorsa güzel değildir. Dayatmalı her eğitim atıl kalmaya mecburdur…    


Bitki ve çiçekler konusunda bilgisi ve ilgisi olmayan nasıl bahçıvanlık yapamaz ise sevgisi, ilgisi ve bilgisi olmayan da hocalık yapamaz. Yapsa da başarılı ve hoş görülü olamaz… Öyle ise sizler, yeteri kadar bilgi ve sevgi stoklayınız, çok lazım olacak hem de çok…


Aydınlanmak için yalvaran ve umut ışığı olmanızı bekleyecek talebelerinize kayıtsız kalamazsınız. Vereceğiniz sevginin geri dönüşümü ise size saygı olarak iade edilecektir. Sizler onların seviyesine inerseniz, onlar da sizin gibi olabilmek için gayret ve mücadele edeceklerdir.


Değerli Kızım;

Asla öfkede cömert, sevgi de cimri biri olmayınız ki, sultanlık sizlerin hakkı olsun… Allah yar ve yardımcınız olsun… Gönlünüzden ve yüzünüzden sevgi ve tebessüm hiç eksik olmasın… Allah görevinizi severek yapmanıza izin versin… Sevmeniz ve seveniniz bol olsun… Allah’a emanet olun…


 

…Sizleri seven bir Adam

/Yani Baban…

Antakya - 251112 

( Bilge Kıza Mektuplar -21 başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 12/28/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu