verdiğimiz rahatsızlıklardan dolayı özür dileriz
diyorlar, bay ve bayan tavus kuşları,
kimlik kartlarında, kazaları böbür
böbürün kuytu beldesi
sorsak gördünüz mü diye
hiç gitmedik, görmedik diyecekler
neyse, okeye dördüncü arıyor üç maymun
Türkiye Şiir Yetiştiricileri Birliğinin temsili toplantısındayım
nasıl bir uğultu anlatamam, hengame abiler, hengame ablalar
kuşlar, böcekler, dağlar, yıldızlar, öldür beni-ler, yanarım-lar
- bir reklam-
- gürültü kirliliğiniz mi var? Kolayı var!
- 1905 watt emiş gücünde bir mayakovski!
- desibel savar! üstelik vade farksız, on iki çürümüş imgeye bölüyoruz...
aramızda dolaşan satıcı çocuklar haykırıyor :
- hece şiirlerim var, serbest şiirlerim var!
- satirik, lirik, pastoral burada abi!
dışarıda çikin çingeler, elleri kulakları keman
zil - zurna - nefesli çakırkeyifler - bilumum ıslık türleri
tek yudumda bitiriyoruz, leğende ıslatılmış neşemizi
"vur patlasın, çal oynasın" felsefesi hakim bozkıra
kediler köpekler ve inekler çimen yiyip gülüşüyorlar
- sevgili okuyucular, bilinmeyen bir nedenden ötürü,
şiirimize bir süre ara vermek zorundayız.
bir necef ustası, gözleri ve şapkası siyah beyaz
yaşı bir dudağı var kırış kırış, mendil cebinde bir sevinç sorma
ölümün üçüncü notasında dahi detone olmuyor kimse
dışarıda çingeneler - dalga geçiyorlar tüm siyahlarla
tüm sülaleler flamenko duasında, efsunlu bir seremoni
Şiir yetiştircileri birliğinin birinci olağan durumundayım
"ve siz elvedalı şiir, ve siz öpüşlü şiir, kabul ediyor musunuz,
iyi sayfada, kötü sayfada",
Bu fotoğrafın da kısaltması vardır elbet, dilin icazetiyle
TMTM
tuş bağımlıkları ve tedavi merkezi
- ki libidoların ajitasyon halleri,
ağdayla alırken çok canı yanıyor cümlelerin.
durum trajedisi
- oğlum tabağındaki şiiri bitir! yoksa seni yer bu imgeler!
Dışarıda çikin çingeneler, ağızları boya içinde,
ederlezi ekiyorlar tarlalarına,
bir çırpıda yarılıyor hüzünler,
kocaman kocaman kanyonlar var göğüslerinde
herkes biraz öteki gibi, dev gibi koparıyorlar ekmeği
ne farkeder ki dört kiremitleri eksik, ölüm akıyor odalarına
ve sonra başka bir etkinlikteyim,
çarşambayı perşembeye bağlayan bir şaşkınlıkta
"birinci tavus kuşları pozları sergisi"
son tüylerine kadar açıyorlar ikinci el kibirlerini
biraz teneşir aranıyorum, paklayabilir miyim diye
sonra o kadın? elimden tutuyor,
"dudak izlerimi takip et" diyor, duyamıyorum
- bilinçaltınızın sesini kısar mısınız? duygularınız yankılanıyor!
yeni doğmuş bir kelebek gibi büzüşüyorum içime
herkes yeniden doğuma inanıyor, ben yeniden ölüme
sonra makinist ruhuma yakın bir banliyöde durduruyor düşlerimi
yerler taş kaldırım, içim dışım taş kaldırım, toprağın yaşında
bir daha gidersem kırk iki olsun, bu :
"üç şiir devamlı" filmlerine...
Oktay Coşar
