Senin
Eserin...
Bakma şaşırmış gibi, şu perişan halime
Yangından geri kalan, küller senin eserin.
Bin parçaya bölünmüş bir kalp verdin elime
Daha açmadan solan güller senin eserin.
Güneşimsin sanarak, sana döndüm yüzümü
Bir çiçek edasıyla sunmadım mı özümü?
Sen'se kışa çevirdin, baharımı, yazımı
Şimdi yüz ekşittiğin ballar senin eserin.
Arkanı dönüp gittin, gönlümdeki tek yarken
Kim bilir neredeydin, hayalimde sen varken
Sevenler sevdiğini "gülüm" deyip sararken
Her gün boşluğu döven, kollar senin eserin.
Hayatımın anlamı, ye'se düşsem umuttun
Yıktın hayal dünyamı, tüm geçmişi
unuttun
Yeşeren her umudu vicdansızca kuruttun
Kırılıp elde kalan dallar senin eserin.
Bir ömrümü tükettim, hep adını anarak
Her nereye baktıysam, sen varsındır sanarak
Tükendim, gidiyorum, canımdan usanarak
Sonu kesiğe çıkan yollar senin eserin.
İnsâf et, gel demiştim; n’olur acımı dindir!
Bak gör, ölürken dahi, bu kalp hâlâ senindir
İnleyen şu kalbime, son darbeyi sen indir
Derdime dert ekleyen yıllar senin eserin...
Mecit Aktürk