Adına ister demokratik açılım deyin.
İster Kürt açılımı.
Ne derseniz deyin.
Artık Türkiye’de çok şeylerin açılıma ihtiyacı olduğu kesin.
Sadece Kürt açılımıyla yetinmemek gerekiyor.
Bu açılımı daha da açmak gerekir.
Neden mi?
Çünkü uzun yıllardan beri ülkemizde kardeş kavgasının körüklendiği bir gerçek.
Zaman oldu sağcı solcu kavgası çıkartıldı.
Binlerce genç insanımız kaybedildi.
Zaman oldu alevi Sünni kavgası körüklendi.
Şehirlerimiz birbirine girdi.
Gün geldi Türk Kürt çatışması zorlandı.
Yirmi beş yılımız ve kırk bin insanımız yitirildi.
Artık bu kardeş kavgasına son verilmelidir.
Anaların gözyaşlarının akmasına ve yüreklerin parçalanmasına dur denmelidir.
Bu konuda toplumda bir anlayış birliği de oluşmuştur.
Türkiye Öyle bir duruma geldi ki kapalı kalan bütün bu sorunların açılımını yapmak zorunda.
Çünkü Türkiye’nin daha fazla huzursuzluğa tahammülü yoktur.
Bu durum böyle sürdürülemez.
Sürdürülemez çünkü bu sorunlar Türkiye’nin ayak bağı oluyor.
Gelişmesinin ve güçlenmesinin önünde en büyük engeli bunlar teşkil ediyor.
Kardeş kavgasının küçük menfaat grupları ve şer odakları dışında kimseye faydası yok.
Bu sorunların yok sayılması, görmezden gelinmesi de artık mümkün değil.
Bugün bu sorunların başında doğrudur Kürt sorunu geliyor.
Ancak bu sorunu çözmek için hain silahlı terör örgütüyle ya da başıyla pazarlık yapılamayacağını da peşinen söylememiz gerekiyor.
Teröristler derhal ve şartsız olarak silahlarını bırakmalıdırlar.
Sorun neyse terörist örgüt dışındaki Kürt kardeşlerimizle bunu enine boyuna ortaya koyup herkesi memnun eden çözümler üretilebilmelidir.
Akan bu kardeşkanı mutlaka sona erdirilmelidir.
Çünkü bu kavganın Türklere de, Kürtlere de, ülkemize de faydası yoktur, olamazda.
Tartışılan demokratik ya da Kürt açılımını daha da açmak gerekir.
Bunun için şöyle bir yol izlenebilir.
Ülkemizin tüm kurum ve kuruluşları, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları vb. kesimlerden temsilciler seçilmelidir.
Bu temsilciler çözüm meclisini oluşturmalıdır.
Çözüm meclisi sorunları çözümleriyle birlikte tek tek tespit etmelidir.
Bu meclise kardeşlik ya da kardeşler meclisi de diyebiliriz.
Bunun örneğini Erzurum, Sivas kongrelerinde ve ilk TBMM’de görebiliriz.
Bu meclis üniter devlet yapısı içerisinde tüm sorunlara herkesin kabul edebileceği makul çözümler üretmelidir.
Gerekiyorsa ki gerekiyor bu kardeş meclis yeni bir Anayasa tasarısı hazırlamalı ve TBMM’ne sunmalıdır.
Çünkü sorun sadece Kürt sorunu değildir.
Sorun Türkiye’nin topyekûn sorunudur.
Kısaca Türkiye’de hem Türklerin, hem Kürtlerin hem de diğer bütün kesimlerin sorunları vardır.
Hepsinin de acilen açılıma ve çözüme ihtiyaç duyduğu aşikârdır.
Gerçekten amaç Demokratik açılımsa ülkemizin bütün kesimlerini kapsayacak şekilde köklü demokratik açılımlar yapılmalıdır.
Gelişmiş demokratik ülkelerdeki insanlar hangi haklardan yararlanıyorsa Türk halkı da onlardan istisnasız yararlanmalıdır.
İnsanımızın önündeki bütün psikolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel engeller kaldırılmalıdır.
Öteki beriki gibi kavramlar Türkiye’ye yakışmıyor. Çünkü bu tip ifadeler ayrımcılığın ifadesidir.
Herkes bu ülke her şeye rağmen benim ülkemdir diyebilmelidir.
Hiç kimse ama hiç kimse kendi ülkesinde garip kalmamalıdır.
Bütün halkımızın 21 Ağustos Cuma günü başlayan ramazan ayını kutlar ülkemize barış ve huzur getirmesini dilerim.
( Demokratik Açılım Ve Kardeşler Meclisi başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 29.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.