Penceremden es geçip kalbimi yakma dilber
Rüzgarına kapılan çalıyor ney; segâhı
Misk’in kokusu gibi aklıma akma dilber
Usum başımda değil bağışla iki gözüm
Tütsü gibi pus saçan büyü doldu her sözüm
.
Dilimden kulağına seğirten mırıltılar
Aşk bağının arzusu; bülbülden cıvıltılar
Her yıldız bir yakamoz şavkıyan ışıltılar
Hazzın doruklarına istersen bakma dilber
Lir teline benzedim tek tek gerildi özüm
Haç çakıp astım canı kalmadı başka çözüm
.
Akan ağıt yaşına kimse demez ki hayır
Ölümsüzlük iksiri içsemde etmez hayır
Sevgili ocağında yaksınlar cayır cayır
Sandığına bu çeyiz tam sedef kakma dilber
Açıldı mangal yürek, yare bembeyaz
z közüm
Sönmemiş yerlerine bölündüm düzüm düzüm
.
Gece perilerinin gözünü güneş almaz
Güneş gündüzle gezer bizi pek aklı almaz
Titreyen mum ışığı teninde saklı kalmaz
Şehveti ferman edip çiviyle çakma dilber
Arzuhalim kalmadı istemeye yok yüzüm
Peteklerden tatlısı süzüldü süzüm süzüm
.
Divitin tükettiği bilmem kaç hokka yazı
Feleğin çarkındaymış dünyanın hokkabazı
Payına düşen’hiç’se yoksul ona da razı
sitemim kaderime kafana takma dilber
Dalda kalan bal değil kurumuş birkaç üzüm
Heyhat yazım tükendi intizarımda güzüm