Şimdiki Televizyon Dizileri Hakkında Ne Düşünüyorsunuz
310 izlenme
19 yorum
18 Mart 2024 Pazartesi - 15:21
Sizi bilmem de beni çok rahatsız ediyor televizyonlarda ki şiddet içerikli ve aileyi değersizleştiren diziler... Nikahsız yaşamayı özendirdiği gibi, aile kavramının da içini boşaltıyor adeta... Bıktık artık inanın vurdulu kırdılı mafya dizilerinden... Fikirlerinizi almak isterim bu konuda...
Yorum Yaz
Muhammet Furkan Sayan'dan doğru ve yerinde tespitler eski diziler aile olmayı öğretirdi şimdikiler üç kağıtçılığı madik atmayı, şerefsizliği anlatıyor... Yersen diyorlar bizde böyle... Yememek lazım...
Kanaldan kanala değişen diziler aslında değişen toplum algısını da bize gösteriyor. Ayrıca diziler artık sadeleştirilmiş ve hepsi birbirinin benzeri. Örnek verecek olursam yaz dizilerinde genellikle birbirini sevmeyen iki kişi evleniyor ve birbirini seviyor bu dizilerden farklı olduğunu iddia eden ve daha muhafazakar dizilerde de aynı olgu mevcut. İlk dizi olan Perihan Abla ya da Şevket Altuğ'un oynadığı Süper Baba dizileri kendi hikayeleri ile bütünleşmiş ve kendine özgü yapımlar olduğu için daha samimi ve güzel bir izlenim sunuyorlar. Ayrıca günümüzde sözde tarih dizileri adı altında yaşanmayan ama reyting uğruna var olduğu aktarılan kurmaca tarihi anlatan diziler de hem bizler için hem de gelecek nesiller için büyük tehlike arz etmektedir.
Günümüzde televizyon dizisi izleyen insanların sayısı eskiye nazaran azaldı. Bunun sebebi internet üzerinden sunulan diziler.
Aslında bu dizileri sevmenin sebebi tıpkı ilk türk dizilerine benzemesi.
Hem zaman bakımından kısa hemde özgün yapımlar.
Yedi Numara izleyen bir kişi kırkbeş dakika boyunca hem eğlenirken hem de ailesiyle güzel vakit geçirmiştir. Şimdi ki dizilerde ise değişmeyen gerçek akşam saat 20.00'da özetler ile başlayıp gece 00 ve hatta bazen gece 00.15'e kadar hem insanların zamanını işgal eden hem de eskisi gibi mutluluk ve eğlence yerine sadece yaptıkları işi satmaya çalışan bir dizi pazarını görüyoruz.
Dizi izlemiyoruz.. Defile izliyoruz..
İçeriği kaliteli belgeseller izlemekten yanayım,,
Televizyon dizileri, geniş bir kitle tarafından takip edilmekte ve izleyiciler üzerinde büyük etkiler yaratmaktadır. Ancak, son dönemdeki Türk dizilerinde sıkça görülen entrikalar, yolsuzluklar, şiddet, aldatma ve manipülasyon gibi olumsuz davranışlar, toplumsal değerlerin aşınmasına katkıda bulunmaktadır. Bu tür davranışlar, özellikle genç izleyiciler tarafından normalleştirilebilir ve taklit edilebilir, bu da toplumun genel ahlaki yapısının zayıflamasına neden olabilir. Dizilerde sıklıkla aile içi çatışmalar, ihanetler ve çıkar ilişkilerine dayalı evlilikler gibi olumsuz aile modelleri gösterilmektedir. Bu tür içerikler, izleyicilere sağlıksız ve problemli ilişki modellerini normalmiş gibi sunmakta ve aile kurumunun zedelenmesine yol açmaktadır. Aile değerlerinin korunması ve sağlıklı aile ilişkilerinin teşvik edilmesi gerekirken, dizilerde sıkça görülen bu tür olumsuz temalar toplum üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.
Türk dizileri, genellikle 120 ila 150 dakika arasında değişen uzun bölümlerle yayınlanmaktadır. Bu durum, izleyicilerin haftalık dizi izleme alışkanlıklarını büyük ölçüde etkilemekte ve zaman yönetimini zorlaştırmaktadır. Ayrıca, dizilerin uzun olması, senaryo kalitesinin düşmesine ve gereksiz sahnelerle uzatılmasına neden olmaktadır. İzleyiciler, uzun süreli bu bölümler yüzünden başka sosyal ve kültürel aktivitelerden uzak kalabilmektedir. Dizilerde sıkça zengin ve lüks yaşamların idealize edilmesi, toplumda ekonomik eşitsizlikleri daha belirgin hale getirmektedir. Bu tür diziler, geniş bir izleyici kitlesinde tatminsizlik ve mutsuzluk yaratabilir. Maddi zorluklar içinde yaşayan izleyiciler, bu tür içeriklerle kendi hayatları arasındaki büyük uçurumu fark ederek hayal kırıklığı yaşayabilir. Zengin hayatlarının yüceltildiği bu diziler, gerçek hayattan kopuk ve hayal ürünü beklentiler oluşturabilir.
Son dönemdeki dizilerde, oyunculuk kalitesinin düşüklüğü ve yanlış oyuncu seçimleri de eleştirilen bir diğer noktadır. Televizyon dizilerinde rol alan oyuncuların performansları, dizilerin kalitesini doğrudan etkilemektedir. Kötü oyunculuk ve yetersiz performanslar, izleyicilerin diziye olan ilgisini azaltmakta ve genel izleme deneyimini olumsuz etkilemektedir. Yanlış oyuncu seçimleri, karakterlerin inandırıcılığını ve dizinin genel atmosferini zedelemektedir.
Dizilerdeki karakterler, özellikle genç izleyiciler üzerinde büyük etki yaratmaktadır. Ancak, son dönemdeki dizilerde sıkça görülen anti-kahramanlar, etik dışı davranışlar sergileyen karakterler ve kısa yoldan başarı elde eden figürler, gençlere kötü idoller sunmaktadır. Bu tür karakterler, genç izleyicilerde yanlış değer yargılarının oluşmasına neden olabilir ve onları sağlıksız yaşam tarzlarına yönlendirebilir.
Son dönemde yayınlanan televizyon dizileri, toplumsal değerler ve aile yapısı üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta, toplumsal yozlaşmaya katkıda bulunmakta ve zengin hayatlarının idealize edilmesiyle yanlış rol modeller sunmaktadır. Ayrıca, gereğinden uzun bölümler, kötü oyunculuk ve yanlış oyuncu seçimleri, izleyicilerin dizi izleme deneyimini olumsuz etkilemekte ve gençlere kötü idoller yaratmaktadır. Bu sorunların giderilmesi için, dizilerin içeriklerinde daha etik ve olumlu örnekler sunulması, aile yapısını güçlendirici temalar işlenmesi, daha kısa ve kaliteli bölümler üretilmesi ve iyi oyunculuk performansları sergileyen oyuncuların tercih edilmesi gerekmektedir. Televizyon dizilerinin toplumsal etkisi göz önünde bulundurularak, daha sorumlu ve bilinçli bir yayıncılık anlayışının benimsenmesi, toplumun genel refahı açısından büyük önem taşımaktadır.
Şahsen benim bu olumsuz nitelikleri taşıdıkları için takip ettiğim hiç bir dizi yok. Vakit kaybı olarak görüyorum.
Dizi izlemiyoruz.. Defile izliyoruz..
İçeriği kaliteli belgeseller izlemekten yanayım,,
Güzel ve ele alınası açıklık getirilesi bir konu tebrik ederim üstadım.
Yorum yapmam gerekirse uzun zamandır televizyon izlemiyorum bizim evde pek açılmaz zaten. Radyo bizim evin bir üyesi gibidir. Kültür sanat ahlak eskimeyen müzikler herzaman odalarımızda duvarlarına misafirdir...
Birbirinin kopyası sadece şahısların farklı olduğu onlarca dizi ki hiç biri enterese etmiyor beni...
Televizyon dizilerindeki en büyük sıkıntı bence prodüksiyon sıkıntısı ucuza iş çıkarma derdinde olunca böyle pespaye işler çıkıyor ortaya. Senaryo berbat iki üç iç mekan ve uzun araba yolculukları çekimleri ile dizi çekimi yapıyorlar. Her şeyin çakması Tv dizilerinde mevcut. Nikahsız yaşam filan zaten şu an tüm dünya üzerinde çok yaygın. Mevcut sistem evli kalmaya ve evlilik sürdürerek mutluluk üretmeye çok elverişli değil. Birbiri ile mutluluğu yakalayarak sevgi ve saygı çerçevesinde evliliklerini sürdürebilen çiftler bence devlet nişanı ile ödüllendirilmeliler. Mafya dizileri vurdulu kırdılı diziler kaliteli prodüksiyonlar ile çok güzel işler çıkarabilir ama artık bi muhteşem yüzyıl vari dizileri göremicez ekranlarda çünkü hepsi paralı yayın yapan mecralara kaydı. Ezcümle televizyon artık kimsenin ilgisini çekmiyor.
Gereksiz ve insanın vaktini çalıyor, hepsi zenginlik ve aldatma üzerine kurulu.
Dizi saatlerinde kitap okuyun kardeşim iyi olur...
Şiddet ön planda, bir de kadınları ağlatmasını çok seviyorlar, zamanında bitirmiyor, sakız gibi uzattıkça uzatıyorlar.
Öylesine bakıyorum çoğu zaman. Yabancı dizileri tercih ediyorum çoğunlukla. Yabancı dizi seyrederken bir bilgi bombardımanına maruz kaldığımı, bir şeyler öğrendiğimi hissediyorum. Yerli diziler ise maalesef zihin faaliyetlerinizi azaltabilir. Bir ülkenin kültürünü bitirmek için düşmana gerek yok, yerli dizilerimiz var. Birini müstesna tutmak lazım: Gönül Dağı.
Takip ettiğim tek dizi var TRT 1 DE cumartesi akşamı Gönül dağı zaten onuda internetten indirip izliyorum onun haricinde televizyon da sadece haberler başka yok saygılar selamlar
Kendi adıma söyleyim ben günümüz dizilerini izleyemiyorum. Doksanlı yıllar dizilerine takılıp kalmış vaziyetteyim. Bunun en önemli etkeni ise günümüz dizilerinin bölüm sürelerinin uzun olması. Sıkı bir yabancı dizi takipçisi olarak söyleyeyim, en büyük prodüksiyonlu yabancı dizilerin bölüm süresi en fazla 60 dk oluyor. Bizde de maşallah iki buçuk saat bölüm süresi ile sıkıldıkça sıkılıyor insan. Doksanlı yıllar Türk dizileri 40 dk da anlatmak istediği duyguyu düşünceyi o süreye sığdırırken, günümüz dizilerinin o kadar uzun sürede hiçbir şey verememesi...
Değerli oyuncumuz Şevket ALTUĞ bir söyleşide şöyle diyor:
''Eğer gün gelir de bir projeyi beğenip televizyon dizisinde oynarsam, bölüm süresi 40 dk olacak.Kabul ederler etmezler.Birinci şartım bu olacak. 60 dk hayır! 120 dk hayır! Çünkü insan doğasına aykırı iki buçuk saat dizi bölümü...''
Güzel tespitler diziler ile ilgili... Teşekkürler...
Televizyon dizileri; uzun, sıkıcı, aşırı duygusal ve şiddet içeren televizyon dizileri günümüzde maalesef oldukça yaygınlaşmış durumda. Bu tür diziler genellikle izleyiciyi ekrana kilitlemek adına gereğinden fazla dramatize edilmiş olaylarla dolu oluyor. Bu durum, izleyiciyi gerçeklikten uzaklaştırarak sadece eğlence amaçlı bir tüketim kültürü oluşturuyor. Bu oldukça tehlikeli bir durum ve sosyolojik açıdan oldukça kötü sonuçlara neden olabilir ve olmaktadır da zaten. Gerçekdışı karakterleri idol alan bireyler saçma davranışlarla saçma hayatlar yaşamaktadırlar.
Bu tür dizilerde sıkça karşılaşılan uzun sahneler, gereksiz tekrarlar ve hızlı tempolu anlatım, izleyicinin dikkatini dağıtıp sıkılmasına neden olabiliyor. Ayrıca, aşırı duygusal sahneler ve şiddet içeren görüntüler, izleyicinin duygusal olarak yorulmasına ve hatta bazen rahatsız olmasına sebep oluyor. Bir tür uyuşturucu gibi insanlar televizyon karşısında bağımlı hale geliyor. Düşünebiliyor musunuz iki buçuk saat boyunca televizyon karşında hiç bir şey yapmadan oturuyorsunuz. Ne iki satır bir kitap okuyabiliyorsunuz, ne iki satır yazı yazabiliyorsunuz ne de bir şey üretebiliyorsunuz. İnsan ömründe boşa geçmiş iki buçuk saatten bahsediyorum.
Bu tarz dizilerdeki karakterler de genellikle aşırı dramatize edilmiş, gerçekçilikten uzak ve tek boyutlu oluyor. Bu da izleyicinin karakterlere bağlanmasını zorlaştırıyor ve hikayenin akışını sıkıcı hale getirebiliyor. Ayrıca bu karakterlerin hepsinin fanatizm derecesinde aşırılıkları var, hepsi psikolojik birer vaka ve hasta. İnsanlar bu karakterleri örnek alıyor. Çok kötü bir durum bu.
Şiddet içeren sahnelerin fazlaca kullanılması, izleyicide duygusal tükenmişlik yaratıyor ve şiddetin normalleştirilmesine yol açıyor. Bu da toplumsal olarak zararlı bir etki yaratıyor. Öyle ki herkes kendi adaletini kendi arayan birer sosyopat haline dönüşüyor.
Sonuç olarak, uzun, sıkıcı, aşırı duygusal ve şiddet içeren televizyon dizileri, izleyiciler üzerinde olumsuz etkilere yol açıyor. Bu tür dizilerin yerine daha dengeli, gerçekçi, izleyiciyi düşündüren ve bölümleri daha kısa yapımların tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben uzun süredir izlemiyorum, bayıltıyor ve doğru da bulmuyorum.
Tamamen zaman kaybı. Kimin eli, kimin cebinde. Aile sevgisi, aile birliği anlatılmalı dizilerde. Hayatı sevmenin, kişiyi geliştirmenin yolları ve düşünce sisteminin değişimi aktarılmalı nesilleri.
Oysa zaman ne kıymetlidir, bilgi çağında yüklenmemiz gereken ne çok bilgi vardır. Gelecek nesillere aktarılmayı bekleyen ne çok tecrübe vardır. Bir çok işin, sanatın, zanaatın tükendiği günümüzde neden bu figürler kullanılmaz. Neden filmler hep bir aldatmalar ve kaos, mafya üstüne kuruludur, bir adam sevemezmi karısını delice, ya da bir kadın sevemezmi kocasını istediğince, neden sevginin gücünün her şeyi alt edebileceği, her sorunun üstünden geleceği, sabır öğretilmez insanlara...
Televizyon seyretmeyi üç yıldır bıraktım. Diziler hiç mi hiç ilgimi çekmiyor. Zaman çok değerli her bir saati altın hükmünde. Televizyona mecbur değilim. Zengin içerikli kitaplarım var. Müzik dinliyorum çoğunlukla.
Televizyonun dizlerinin insana katık ettiği bir güzellik görmedim, bilmiyorum.
Harika bir düşünce keşke herkes başarabilse... Kutlarım sizi...
Sosyal medya platformları televizyon dizilerinden daha tehlikeli mecra aslında. Televizyonlarda az çok bir kontrol mekanizması var, sosyal medyada TV dizilerinden daha karanlık çukurlara yuvarlanmak işten bile değil. TV izlemeyip de Sosyal medyayı alternatif alıyorsanız benze zarardasınız :)
En doğrusu, meşgul olacak hobiler geliştirmek günlük hayatın rutini dışında arayış varsa..
al takke ver küllah
insanlar yanlış yola sürüklüyor
özellikle
allahın haram kıldığı işler işleniyor
https://www.youtube.com/watch?v=6XVC1EzLN7shttps://www.youtube.com/watch?v=6XVC1EzLN7s
neler demişiz izleyiniz
Televizyon... Ah bide içindeki saçma diziler en az kendileri kadar sahte olan duyguları... hiç anlayamadığım. Neden kardeşim başka bir şey mi yok !bu saçma şapan kahbelikleri izliyorsunuz.
Televizyonu tek kanallı iken çok güzel aile dizileri vardı erdem ahlak sevgi vardı o dizilerde. Şimdilerde kin intikam nefret vahşet mafya her şey var...Seyretmiyorum ve seyretmeyin diyorum...
Yorum Yaz