sensin yağmura hüzün demleyen
sessizlikteyiz
ses toprağa karıştığında
duy
duyan yok mu sesimi
üşüştü aşk
zamanın telvesi dökük
duy
alev bulutu gözlerin
içimi ürpertiyor hücre köklerimde
yönünü şaşırmış damla
yokluğuna çiseliyor yağmur
dökülmüş sırrı gönlümün

göz kararıyor çimen dehlizlerinde
birer birer üşüyor kelimeler
sis kaplıyor lügatimi
güneşten bi
haber
yürüyor çamurlu sokaklarda
sana bıraktım baharları


duy sesimi
öksüz topal haykırışımı duy
sana intizarım gözlerine
izi kalmamış yetim bakışlarımın
içindeki çoçuğu ağlatma
ne olur sev onu
yoksa toprak doymaz olur
kardelenlerin harman zamanı
beyazını yitirdi kış
savruldu güney yamacına dağın
aşkımız zamanları biçerken
bir türkü tutturdu ruhumuz
hicran terennümünde



ismin zaman duvarıma mıh
tik tak vuruyor didelerime
yorulan rüzgarda savruluyor hasret
vakit yanlı cümleler kuruyor
içim sararıyor hazanında
cismin parlıyor hüzünce
bazen çarpıyor kırgın sahile
badeler içsen diyorum
adım dili geçmiş zamana kalmasa
sana gel diyebilsem
bana gül diyebilsen
şehrimin ağzı olsa
şahidi ya da aşkımın
dili...
( Duy Sesimi başlıklı yazı Arzeni tarafından 16.01.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.