K
E Z İ B A N
Geç
öğrendim hiç olduğumu, hayatın boş olmadığını
Ağzımdan
çıkanların kaderim olacağını
Kaderimde
olacağı için, konuşacağımı
Kimseyi,
koruyamayacağımı
Nasılda
üzülüp ağladığımı, bana emanet verilenlere
Boş
yere
Oysa
her yaratılan, belli görevle gelmiş
Görevi
için koruyup gözetmişim,
Sarılmışım
benim diye
Giden,
düşen, ölen geri gelmiyormuş
Ömürler
uzunmuş asırlar evvel, bini bulmuş
Pek
çok kişi
Öyle
kolay değil, Rabbi tanımak,
En
çok bilen, bilmeli ki, hiç hükmünde bildikleri
Bu
akıl, bu göz idrak edemez, O’nu
Deryalar
O’nun, deryada damla olsam
Dünyalar
O’nun, kum tanesi olsam
Toprakta
ne varsa, bende de var
Demiri,
altını, magnezyumu, asidi
Suda
ne varsa ben de de, var
Volkanlar,
depremler, vaktini iyi bilir
Patlamak,
sarsmak için
Denizler
kabarır durulur bilir, vaktini
Zaman,
zaman gark eder âlemlerdekileri, YARATAN
Geç
öğrendim, Peygamberler bile
Şefaat
edemez, evlatlarına dahi
İman
kişiye geliyor, tavsiye et lakin zorlama
Emirler,
Haktan geliyor
Geç
fark ettim, önce söyledim sonra yaşadım
Hangi
sözünü yalanlar gafil olan insan!
Doğmadan
yazılmış programım, değişir mi?
Hak
istemezse, değişmez
Düşünmek
gerek, neden buradayım?
Fazla
da düşünme, sadece O var sen, yoksun
Yolun
düştü dünyaya, görevin gereği, uğrayıp geçtin
Ne
verebiliriz hüküm ne de, yanlışı düzeltebiliriz
Beyinler
Hakka hizmette,
Hak
olmazsa hakkımızı kim verir
Yerden
çıkar yıldırımlar, gökten düşmez
Yakacağı
yeri iyi bilir
Topraktan
hâsıl insan, toprağa
Ateşten
Yaratılan, ateşe döner
Çok
çalış, çok öğren, gideceğimiz yer belli değil
Ruhla
dirilir, Ruhla göçeriz,
Ruha
yükle faydalı ne varsa
Ya
doğruysa….
Sorularından
bellidir, bilginin neresindesin
Hiç
bilenle bilmeyen bir olur mu der, YARATAN
Gayret
bizden, takdir Yaratandan
Rabbin
hangi sözünü yalanlıyorsunuz (Tu-keziban)
Öğrendiklerimizle
yaşamayı nasip etsin YARATAN