İki ezeli düşman aile 

İki aileyi köyün ortasından geçen dere ayırmakta olup mümkün oldugunca karşı tarafa geçmemeye çalışırlar fakat tarlada bir birini gören iki genç kızla oğlan birbirlerine aşık olurlar ve aşkları ilerledikçe de derin bir düşüncelere dalarlar çare ararlar aileler bu evliliğe kesin kez karşı çıkacaklardır ve oğlanla kız anlaşarak kaçmaya karar verirler, verirler de kızın annesi de kızının tuhaf hallerinden şüphelenmiş gecegündüz takip etmekte, oğlanın anneside oğlanı takip etmektedir ve gece yarısı anlaştıkları gibi oğlanda kız da derenin üstündeki köprüye gelirler, fakat anneleri de peşlerinde olayı anlayınca anne kızın anne oğlunun kollarından tutarak yalvarır yakarır ikna etmeye çalışırlar ve oracıkta iç acıtan sözler dökülür dillerinden 
Şair Erdoğan bektaş bu konuşmayı şöyle şiirselleştirmiştir

Evimin direği gözümün nuru 
Çekip giderseniz kan olur oğul
Hesaba gelir mi düşmanın zoru
Gelir canımızdan can alır oğul (Ana)

Düşmüşüz sevdanın en karasına
Elimi kolumu bağlama anam
Yürek dayanır mı yar yarasına
Gönlümü nazlımla dağlama anam (Oğul)

Bir sen misin derdi kaç aşık çekti
Gel burada bitir verdiğin akti
Bütün canlıların uyanma vakti
Ezan okunacak tan olur oğul (ana)

Kan olsa bu aşkın olmaz ki hayrı
Bilirim ruh tenden kalacak ayrı
Artık bu ellerde duramam gayrı
Hakkını helal et ağlama anam (oğul)
...............................................................
Sonun hayır değil nereye kuzum
Şu perişan aklım sende mi kalsın
Yüreğimde keder göğsümde sızım
Ellerim böğrümde yanda mı kalsın (kız anası)

Ayıracak kimse gelsin buyursun
Ayıran çileye doymasın anam
Ayırırsa bizi ölüm ayırsın
De yusufum benden caymasın anam (nazlı can)

Bela başımızdan ebedi gitmez
Bu töre Yusuf’u sana yar etmez
Bir sizden bir bizden husumet bitmez
Dört kardeşin eli kanda mı kalsın (kız anası)

Kime küsüp kime kahır edelim
Talih yüzümüze gülmez nidelim
Tut elimden usul usul gidelim
Babam gardaşlarım duymasın anam (nazlı gül)
...........................................................................
Bilirim hasretlik yakar bitirir
Sancısı tenine çöker oturur
Gidişin kalbimi söker götürür
Beni gamda koyup gitme Yusuf’um (Nazlıcan)

Her ne yana dönsem firkat göründü
Neyleyim sevdamız berbat göründü
Artık Yusuf’una gurbet göründü
Ben senden beterim etme nazlı can (Yusuf)

Bahar geldi dere coşkun akıyor
İğde çiçekleri Yusuf kokuyor
Elveda birtanem şafak söküyor
Biz yanalım mutlu olsun kalanlar (Nazlı gül)

Yusuf’um der nazlım üzülme sakın 
Bundan geri sana olamam yakın
Dağ delinir çöl geçilir velâkin
Kadere sökmedi bizim planlar (Yusuf)
..................................................................
Aradan seneler geçer nazlı gül günden güne yemez içmez anne babaya ve kardeşlerine olanları anlatır umudu kesilen baba kardeşlerinde onayını alarak hanımına der ki haber salın kızımı Yusuf’a vereceğim husumeti de bitireceğim 

Oysa Yusuf gideli ne bir mektup yazmış ne de bir haber salmıştı Yusuf öldü mü kaldı mı hasta mı sağ mı evli mi bekâr mı ondanda haber yok tu aylarca aranan Yusuf bulunamamıştı kız da verem denilen ince hastalığa yakalanıp vefat etmiştir 

Kaynak çorum Osmancıklı bir asker arkadaş köyünü ve ismini hatırlayamıyorum 
Erdoğan BEKTAŞ (Erdoğan BEKTAŞ)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
( Yusuf İle Nazlı Gül başlıklı yazı ErdoganBektaş tarafından 23.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.