Evet,
evet üç beyazı ben de çok severim. Durun canım hemen muhalefet etmeyin
yazdıklarıma. Yoksa yoksa siz üç beyazı, tuz, un, şeker mi zannettiniz? Tabi ki
onlarda beyaz ama benim beyazlarım onlar değil. Şimdi yazdığım zaman hemen
bileceksiniz, bunlarda çok faydalı ve çok meşhur beyazlar. Benimkiler yoğurt,
ayran süt. Tahmin ediyorum ki büyük çoğunluğunuz da benim favorim olan bu üç
beyazı seviyor ve hemen hemen her gün tüketiyorsunuz. Teşekkür ederim, bana hak
vereceğinizi biliyordum.
Sütü hepimiz tanıyoruz, İnek, Koyun, Keçi AŞ'den (Anasının Şirketi) elde
edilir. Her ne kadar şimdilerde bir dolu kimyasal işlemden geçirilip öyle
sofralarımıza gelse de... Bir de anne sütü var ki işte onun yerini tutacak daha
herhangi bir yiyecek maddesi icat edilmedi, bu saatten sonrada edilmez.
Allah'ın dişi yaratıklarına bir armağanıdır o. Tabi aynı zamanda o sütü afiyet
ile midelerine götürenlere de bir armağan. Sütü bozuklar ve helal süt emmemiş
de bir dolu insan var ki onlarda bulundukları toplumların her zaman başına bela
olmaktadırlar, geçmişte ve günümüzde. Allah böyle sütü bozuklardan tüm
milletimizi korusun diyelim bizlerde...
Gelelim biz Türklerin en büyük icadı yoğurta. Biliyorsunuz ki yoğurtta sütün
mayalanması ile oluşan çok faydalı bir besin maddesi. Bir çok kişinin de aklına
takılan bir sorudur eminim ki ilk yoğurdun nasıl mayalandığı. Çeşitli
kaynaklardan araştırdığım zaman bir takım verilere ulaştım, paylaşayım.
''Bu soruların yanıtlan araştırıldığında, göçebe olarak yaşayan atalarımızın
karınca yumurtasından yoğurt yaptığına dair bilgiler edinildi. Bunun üzerine
ilk yoğurdun karınca yumurtasından mı, karınca toprağından mı, ya da normal
topraktan mı mayalandığını kanıtlamak için araştırmalar yapılmış olup kesin bir
sonuç elde edilememiştir.'' Yoğurdun ilk olarak kimlerce ve nasıl üretildiği
üzerine kesin bir bilgi bulunmamaktadır da diyebiliriz...
Bir de öyküsü var onu da paylaşalım.''Geçmiş zamanların birinde hayvancılık
yapan bir aile bireyleri otlamaktan geri dönen ineklerini ya da koyunlarını sağıyorlarmış.
Mevsim bahar, yer de bizim Anadolu'ya da onun paralelinde bir ülkeymiş. Hayvanı
sağarken zaten kapalı olan havadaki bulutlar öyle bir boşalmış ki, sağmayı
yapan kişi kendini korunaklı bir yere zor atmış. Geride kalan süt kabını
düşünen kim, kalakalmış ortada. Neyse bahar yağmuru bu, geldiği gibi de gitmiş.
Ancak hava da karardığı için kişi gidip süt kabını almayı unutmuş. Ertesi sabah
yine iş güç hayvanları otlatmaya göndermek gerektiği sıra aklına dün akşamki
süt kabı gelmiş. İşlerin sonunda gitmiş süt kabını bulmuş ve yerden almış. Ama
o da ne? Sallanınca dökülmesi gereken süt taş gibi duruyor. Şaşmış kalmış
elbette. Alışılagelmişin dışında bir süt olmuş. Merakla bir parmak daldırmış. A
o da ne? Süt kabının içinde olan, öyle beyaz süt gibi ama, daha yoğun bir şey.
Merak bu ya elbet o parmak ağza da gitmiş. Aman ne güzel de bir tat! Ve işte
yoğurt böyle doğmuş.''
''İlk yoğurt ne zaman yapılmıştır?''
''Dünyadaki ilk yoğurt günümüzden yaklaşık 6000 yıl kadar öncesinde
kullanıldığına dair bulgulara rastlanılmıştır. Yani severek yediğimiz yoğurt
6000 yıldır sofralarda yer alıyor.''
''İlk yoğurt kim tarafından yapılmıştır?''
''Yoğurdun ilk olarak kimlerce ve nasıl üretildiği üzerine net bir bilgi
bulunmamakla birlikte birçok farklı kültür, yoğurdun ilk bulanın kendileri
olduğunu kabul ediyor. Tarihsel anlamda ise 6000 yıldır yoğurt üretilip
tüketilmektedir. Ancak ilk yoğurt, Orta Asya ‘da bulunduğu yönünde çıkan
araştırma sonuçları yoğurt ilk defa Türkler tarafından bulunmuştur tezini
kuvvetlendiriyor. Yoğurdun Orta Asya'da bulunduğu tahmin edilmektedir. Bazı
Fransız kaynakları bunu göçebe ya da barbar yemeği olarak tanımlamaktadırlar.
Yoğurdun adı Türkçe olup neredeyse tüm dillerde adı budur.'' Günümüzde, başta
sade yoğurt olmak üzere daha bir dolu çeşitleri var. Meyveli yoğurt, aromalı
yoğurt, tam yağlı, yarım yağlı, az yağlı gibi...
Ayran da yoğurdun seyreltilmesi sonucunda oluşan bir güzel süt ürünü. Bizim ev
de dolabımızda mutlaka bu üçünden biri bulunur, bir çok ev de olduğu gibi.
Ayran, yoğurt ve sütün içinde ki maddelerin özelliğinden dolayı insana uyku
verdiği bilinmektedir. Bizim çocukluğumuzda Atatürk Orman Çiftliğini sütleri ve
ayranları vardı cam şişelerde. O kadar lezzetli, o kadar güzel tadı vardı ki
tadı damağımızda kaldı adeta. Şimdilerde o kalite de ayran ve süt pek
göremiyorum her nedense...
Gelelim kişi başına tüketilen süt ve süt ürünlerine: ''Kişi başı süt
tüketiminin en yüksek olduğu ülke 131,4 kilogramla Finlandiya olurken, bunu
117,4 kilogramla Estonya, 110 kilogramla Avustralya, 105,4 kilogramla
İngiltere, 99,9 kilogramla Yeni Zelanda, 97,3 kilogramla İzlanda, 94,8
kilogramla Letonya, 92,3 kilogramla İsveç, 88 kilogramla Danimarka, 85,1
kilogramla Norveç, 83,6 kilogramla İspanya, 77,3 kilogramla Kanada ve 73,9
kilogramla ABD takip etti.'' Biz Türkiye olarak bu rakamların çok gerisinde
kalıyoruz istatistiksel olarak. ''Dünyanın en büyük 15 süt üreticisinden
Türkiye'de kişi başı tüketim geçen yıl
Ne mutlu bize ki Türk ve Müslüman olarak ayranımız bile var içmeye. Meşhur
atalar sözüdür bilirsiniz ''Ayranı yok içmeye kürk ile gider WC ye .'' derler.
Ayrıca süt, yoğurt ve ayran ile ilgili bizim kadar atasözü de olan bir toplum
yoktur herhalde... ''Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.'' derler. Bu da
çok manidar, derin tecrübelere dayanan bir atasözüdür. Türkiye'de kişi başına
yıllık süt tüketiminin