HÂL’A BAK

Dile değil göze bak
Yüze değil öze bak
Görmek istersen aslı
Lâfa değil hâl’a bak 

 

Hâl’i neyse kişi o
Söz neyse terazi o
Başka tanık gerekmez
Ölçü ne söylerse o
 
Boş lafa gerek yoktur
Çok lafta yalan çoktur
Söylenen söz olmalı
Söz yaydan çıkan ok’tur
 
Gıybete ne gerek var
Gıybette kul hakkı var
Gerekirse dilsiz ol
Konuşmayıp susmak var
 
Olmaya sözün yalan
Doğrudur eşref kılan
Asılsız söz söylemek
Eder doğruyu talan
 
Kul hakkı haram yeme
Dün dünde kaldı deme
Günden sonra gece var
Helâlleşme bekleme
 
 Heybesi hak olanın 
İçi dolu olanın
Yolu doğru olanın
Yolculuğu hayr olur
 
Heybesi boş olanın
Sözü nahoş olanın
Eseri yas olanın
Akıbeti nar olur
 
Tamiri geçmiş dama
Balçık çamuru yama
Çöktükten sonra çatı
Ah vah çekip ağlama
 
Gönül Derya, sevgi su
Beden gemi doğrusu
Okyanuslarda yüzüp
Kara bulmak arzusu
 
Can bedende misafir 
Gelir Med gider Cezir 
Son halin  toprak sudur
Gerisi Allah kebir 
            10.9.2019

( Hâl’a Bak başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 19.05.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.