Z...
Zindanımız değil ki gecenin karanlığı
Zennure hâl üzere yaşasın kalp zifiri
Zişân sözle süslesek canânla yârenliği
Zülâl ikrâmı için kadeh eyle sâfiri
Zerreden görünmez mi kürenin saklı sırrı
Zahmetten arınmaz mı sürenin haklı berri
Ziyâlansın sevdamız ışısın yüreğimiz
Ziyâna uğramasın aşkımızın bahçesi
Zâhide muhabbetle şenlensin ırağımız
Zâr u figân bilmesin meşkimizin lehçesi
Zuhûr edince ahvâl ak olacak yüzümüz
Zelil ise de akıl pâk kalacak sözümüz
Zerk edilmiş kendine hüzünlerin lezzeti
Züâf sanki her biri zehirlerin beteri
Zoru kolay eylesin sezinlerin izzeti
Zâil edilemesin tehirlerin eteri
Ziynet gülüne peri hizmetkârlık maksûdu
Zeynep olabilmekse hürmetkârlık tâksidi
...
Zifir: Tütün dumanının bıraktığı yağlı kir, çok karanlık
Zennure: Nurlu, ışıklı, aydınlık
Zişan:Canlı.Onurlu, şerefli.Bir tür lale
Berr:Vaadinde sadık, sözünde duran, muhsin,keremkar.
Zülâl: Saf, tatlı su
Safir:gök yakut
Ziya: ışık nur
Ziyan: zarar
Zahide: Dinin buyruklarını yerine getiren, haramdan kaçınan kimse.
Zâr u figân: Ağlama, inleme
Zuhur: ortaya çıkma görünme
Zevâl: Yok olma, yok edilme
Zerk: Damardan kana sıvı enjekte etmek
Züaf: Hemen öldüren zehir.
Zâhir:Açık, belli,Dış yüz, görünüş.Kuşkusuz, elbette, şüphesiz
Eter: Renksiz, çok uçucu, az kullanınca ayıltıcı, çok kullanınca bayıltıcı etki yapan, tıbbi anestezide asırlarca kullanılmış olan organik sıvı madde.
Ziynet: Süs, bezek
zeynep:babasının süsü