Geçmişi sallıyorsan çıngıraklı beşikte
Yılların yorgunluğu sinecek gözlerine
Suskun bir çığlık yatar o köhnemiş eşikte
Hayatın suskunluğu binecek gözlerine
Fırtınanın öfkesi yıktı sevda gemini
Kelimeler almadı satırların demini
Hep sinene çektiğin boynundaki gem’ini
Can yakan kırbaç gibi inecek gözlerine
Sorgulayıp durduğun davaların bitmiyor
Kurtulmak istesende mahkemeler yetmiyor
Karanlık hücrelerde sesim sana gitmiyor
Kavrulup o yaşların yanacak gözlerine
Zamanın pençesinde durmadan dönen çarkın
Öğüttüğün acıysa yok ki ölüden farkın
Levh-i mahvuz ile de sana ulaşan arkın
Yok sayıp fecr-i anın dönecek gözlerine
Savuran rüzgarının dilinde acı feryat
Öldürdü çiçekleri kalbinde zalim cellat
Kapanmış gidemedim sevda yolların heyhat!
Sevgiliyi mahşerde sunacak gözlerine