Sevap günah arası müdavimliğin zindanlarından
Kanat çırpar gönlüm hasretliğinin tufanından gönlün meşakkatli topraklarına
Yokluğun his soykırımında kursağı yaran sükût sözcüklerin isyanında tutuşur kalbim
Kalpten dile
Yağmurdan ateşe ahım ah u zarım sen…
Emniyetsiz hudutların kınalı duruklarından konuşur İbrahim’den kalan gönül kuşlarım senin sesinden
Kör hançerler saplandıkça dudaklarıma
Kelebekler nidalarında vuku bulur intiharlar
Soğuk bir bakışın ile başlar gönül miracımda inşası cehennemin
Salt okunan hisler payitahtında kirpiklerin okşadığı an kirpiklerimi
Ramak kalır visale
Katrelerine susadıkça vurulur gönlüm sahralara
Ey kara sevda..!
Çekilirken sokak aralarından ay ışığı
Ahu bakışlarına avare hislerim dökülür yaprak yaprak…
Delili kalbindir mecnunluğumun Leyla’lığına
Nefesime elzemdir zehri hasretin...
Tutsaklığımın tarifesinde hüzün yanıma nüsha nüsha işledim tebessümlerini
Sam yelleri nefesinde bulutlandı kalbim
Özgürlük öyküsünde pranga vuruldu düşlerime
Sensiz her yanımda kabir günlükleri
Ey gönlüm şenliği, ıstırabım..!
Hadi kanat çırp hasretimin yedi kat yer ile arş ar’afında
Bitir firak öyküsünü
Konakla gönlüm dal ve budaklarında...
Hiç bir lahza uğramadı kirpiklerin yelkenlileri ah u zar lığıma
Sevda kıyımlarınla helak oldu gül mevsimim...
Hüznün damla damla döküntüleri nehirler taşırken kırgınlığımdan
Gözlerin tutsaklığın da dönüp dolaşır hasretin dalgaları çarpar ruhuma
Zatürre tutmuş lisanım boğulur harf harf isminin buğusuna
Bakışlarından bir dünya kurulur içime
İçinde yalnızca gül yüzün ve ben
Ne mavi ne de siyah
Gözlerin kahverengi masalı tekerrür eder kalu beladan
Ey gönlüm baranı, ilkyazı..!
Gel artık kurtar beni
Yüreğime yama ettiğin dilsizlikten…
Serin tan vakti üşüyüşlerim nezaretinde sevda yangınım başladı yüreğin vadilerine
Katre katre süzdükçe gözyaşlarımdan hasret zehrini
Muallak sevişlerin katletti yüreğimi..
Yüreğinden kundaklandım yüz hatlarımı
Hüznün ve sitemlerin değdikçe dudaklarıma
Kara sevda sızısı kalbim kayalıklarından düştü sığ sulara
Kınalandıkça prangalı ellerime avuç sıcaklığın vuruldu göğsünden vuslat hülyalarım
Ey ebediyetim, ezelim..!
Belki de kırık dökük gel deyişlerime biriktirmeliydim çiy damlalarına
Onarmalıydım senden habersiz sen gibi yürek yaralarımı
Teşrif etmediğin sevda sözcüklerini yakalamaydım dudaklarından, saklamalıydım
Düğüm düğüm hıçkırık bağlayan zanlarına tebessümüm açtığı vakit dudaklarımı bırakmalıydım
Belki de hasret olarak kalmalıydın yüreğime…
20241101
1055
Her yol ayrımı sana çıktıkça gönlüm bahar gülistanlığı…
(
Muallak Sevmelerin Göz Aydınlığında Vakit İmkan'sızım başlıklı yazı
Hewi tarafından
4.11.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.