Canım kızım, benim kızım... Şimdi seni uyutması ne kadar zevkli bilemezsin. Seni yaşamak benim için tekrar çocuk olmak demekti.

Sana bir şeyleri öğretirken öyle acele ediyorum ki, ömrüm yetmezse diye korkularım oluşuyor içimde. Korumak! Evet korumak bir annenin en güçlü ve en korkulu düşüncesi sanırım, hayatı öğrendikçe ve sana yetemeyeceğimi düşündükçe küçülüyorum, korkuyorum.

Sana bir takım nasihatleri verirken hep ailemden, babamdan öğrendiklerimle gurur duyarak ve prensip edinebilmen için yorulmadan defalarca, sen anlamış olsan da aynı kitabı  üç kere okur gibi anlatırım.

 Seni uyuturken konuşup dualar öğretip yarınlara hazırlamak alışkanlığımdır. Daha; yüreğimin içinde bir yürek daha taşıdığımı öğrendiğimde başlamıştı seninle muhabbetlerim. Hemen büyüdün gözümde dert ortağım oldun. Büyüyen, küçücük Reyhan kokulu çiçeğim. Her şeyim. Sen özlemini çektiğim çocukluğumdun. Odan, oyuncakların, senin  süslü beşiğin olacaktı. Resimlerin, okullu okulsuz adım adım hatıralarını biriktirdiğim her şeyin evet her şeyin tam olacaktı. Kızım maddi manevi hiç eksiğin kalmayacaktı.

 Sessiz sedasız dinledin anneni, sol elim karnımın üstünde yüreğim değsin yüreğine diye okşardım kendi kendimi de, öyle konuşurdum seninle. Hasretle beklerdim doğacağın anı... Hissedermiş huzuru da, huzursuzluğu da bebek anne karnında, öyle söyledi doktor bana. Ve ben seni en çok dayının vefatında üzdüm. Bir kez daha yaşam, evimizin içinden gitti, annen beşinci kez DÜNYA’yı gözünde bitirdi.

 Kaderdi... ANNE ANNENİN süre gelen  kaderi, genetik rahatsızlıktan toprağa beşinci evladını geri verdi. Çok, çok büyük üzüntülerdi. Dilimde tek bir dua kaldı ondan sonra. ALLAHIM BUNU AİLEMİZE BİR DAHA YAŞATMA, EVLATLARIMIZDA SAĞLIĞI SIHHATİ BİZE ARATMA... Hamt olsun RABBİM'e daima .

Bu üzüntüden sonra, senin varlığın sekiz kiloluk serumları yiyip gözümü açabildiğimde geldi bir daha aklıma. Bir hayat biterken, diğer taraftan umut bahşeden MEVLAM, gözümüzü kapadığımız da uykuya, tekrar açmayı nasip eden MEVLAM sana hamt olsun.

Gizli saklı konuşurdum, derdimi, sevgimi, sevincimi her şeyimi anlatırdım sana. Yakalanırdım çoğu zaman, kendi kendime konuştuğum için gülerdi herkes bana! Birde, bu çocuk doğduğunda konuşmazsa, büyüdüğünde de konuşmayacak derlerdi. Kahkaha atardım, sen tekmelerdin, anlardım ki kızım da gülüyor bana, inan ki hiç bir çocuk doğmadan bu kadar annesini öğrenemedi.

Hiç hiç oğlum demedim, hep kızım diledim. Nasip, şükürler olsun MEVLAM gönlüme göre verdin.

Uyandığım da her sabah, aynanın karşısına geçerdim. Evet süslenir dua ederdim ALLAHIM kızım çok iyi bir kız olsun. Yüreği de yüzü de annesine benzesin diye. En güzel kıyafetleri alırdım kendime, çünkü seni taşıyordum çok heyecanlıydım. Olur olmaz her şey için çocuk gibi babana ağlardım. Sen yapıyordun biliyordum bu yaramazlıkları, sen yapıyordun. Bunlar hala alışkanlıkların. 

Apar topar bir doğum oldu. Normal görünen her şey anormale döndü, ameliyat masası musalla taşı gibi gözlerimin önünde, hemşireler  melekler, eli bıçaklı Azrail. Hayata son kez bakıyor gibi bir sıyrılış vardı baygın gözlerimde. Karma karışık oldu dualar dilimde. Daha önce hiç bayılmamıştım, ANNEM gelsin ANNEM diye diye....

 Bir tokatla geldim kendime... Uyanın Reyhan hanım uyanın dünyanın en güzel varlığı şimdi sizin ellerinizde. Ben hayal meyal narkozun etkisiyle, beni ANNEME götürün, beni ANNEME götürün sözlerimi hala hatırlatır doktorum her defasında ziyaretine gittiğim de.

Ve yinede  babama müptela kaldım, annemin gizli saklı merhametine kendimi bıraktım. Çünkü annemden hiç kızım, yavrum evladım kelimelerini ben duymadım. O, yanmış yüreğiyle her gün ölen evlatlarına ağlarken, ben ondan yavaş yavaş uzaklaştım. Anne dedim ANNE! Sen hep, sana acıyacağım, sana üzüleceğim noktada kaldın ve ben sana  koynunda ki huzurlu uykuya hasret, şefkate hasret, yanında, yanı başında uzağında kaldım. ANNEM ben kollarımı açıp sana koşamadım. 

Benim EKSİĞİM SÜSLÜ BEŞİKLER DEĞİLDİ. Yalnız uyuyacağım bir oda değildi. Benim eksiğim... Sol yanımda ki yeri doldurulmaz boşluk senin yanmış yüreğine su serpememekti. Senin çile dolu kaderin içime dertti. Ben senden gizli gizli ağladım aramızdaki mesafeleri çoğalttım.

Evet ameliyattan çıkıp gözlerimi açtığım da, gözlerindeki yaşlarla ANNEM bu defa bana ağlıyordu. Anladım ki annelerin göz yaşı durmuyordu.

Pamuk şekeri gibi bir şey getirdi koydu yanağımın yanına... Dert ortağım, yavrum kollarımın altında. O an kendimi kartal gibi hissettim. Kimse, kimse dokunamayacaktı sana. En kıymetlim, canımdın kanımdın . Ve ben, ANNEM, SEN de, bendim... Reyhan kokulu bebeğim, zifin çiçeğim, marandam benim. HOŞ GELDİN.

YENİ DÜNYAM, hoş geldin!

Sırdaşım, yoldaşım, varlığım  eksik yanım hoş geldin. Sevgili evladım. Daha bitmedi... Yeni başlıyor  annen yeni! Bitmedi  sana anlatacaklarım. Anladım ki, anne için her şey evlatları.

Çok çok titredik üstüne hiç hasta etmedik seni. Benden daha çok DEDEN, ANNE ANNEN, BÜYÜK ANNEN, TEYZEN , DAYILARIN  sahiplendi. Hepsinin yaralıydı yürekleri. Seninle evin içine gülümseme geldi. Sırf bu yüzden ANNEN onların içinden alıp seni de kendi evimize götüremedi. Çocuk hayat evet hayat demekti. Kazanıldığında da...
Kaybedildiğinde de… 
HAYATA Çocuk BAŞLAMAK, çocukça BİTMEKTİ!




Dağlarkızı
23.03.2013
( Kaderim İlaydama Hatıra başlıklı yazı dağlarkızı tarafından 23.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.