Seni uyuturken konuşup dualar öğretip yarınlara hazırlamak
alışkanlığımdır. Daha; yüreğimin içinde bir yürek daha taşıdığımı öğrendiğimde
başlamıştı seninle muhabbetlerim. Hemen büyüdün gözümde dert ortağım oldun.
Büyüyen, küçücük Reyhan kokulu çiçeğim. Her şeyim. Sen özlemini çektiğim
çocukluğumdun. Odan, oyuncakların, senin süslü beşiğin olacaktı. Resimlerin,
okullu okulsuz adım adım hatıralarını biriktirdiğim her şeyin evet her şeyin tam
olacaktı. Kızım maddi manevi hiç eksiğin kalmayacaktı.
Sessiz sedasız dinledin anneni, sol elim karnımın üstünde yüreğim değsin
yüreğine diye okşardım kendi kendimi de, öyle konuşurdum seninle. Hasretle
beklerdim doğacağın anı... Hissedermiş huzuru da, huzursuzluğu da bebek anne
karnında, öyle söyledi doktor bana. Ve ben seni en çok dayının vefatında üzdüm.
Bir kez daha yaşam, evimizin içinden gitti, annen beşinci kez DÜNYA’yı gözünde
bitirdi.
Kaderdi... ANNE ANNENİN süre gelen kaderi, genetik rahatsızlıktan
toprağa beşinci evladını geri verdi. Çok, çok büyük üzüntülerdi. Dilimde tek
bir dua kaldı ondan sonra. ALLAHIM BUNU AİLEMİZE BİR DAHA YAŞATMA, EVLATLARIMIZDA
SAĞLIĞI SIHHATİ BİZE ARATMA... Hamt olsun RABBİM'e daima .
Bu üzüntüden sonra, senin varlığın sekiz kiloluk serumları yiyip gözümü
açabildiğimde geldi bir daha aklıma. Bir hayat biterken, diğer taraftan umut
bahşeden MEVLAM, gözümüzü kapadığımız da uykuya, tekrar açmayı nasip eden
MEVLAM sana hamt olsun.
Gizli saklı konuşurdum, derdimi, sevgimi, sevincimi her şeyimi anlatırdım
sana. Yakalanırdım çoğu zaman, kendi kendime konuştuğum için gülerdi herkes
bana! Birde, bu çocuk doğduğunda konuşmazsa, büyüdüğünde de konuşmayacak
derlerdi. Kahkaha atardım, sen tekmelerdin, anlardım ki kızım da gülüyor bana, inan
ki hiç bir çocuk doğmadan bu kadar annesini öğrenemedi.
Hiç hiç oğlum demedim, hep kızım diledim. Nasip, şükürler olsun MEVLAM gönlüme
göre verdin.
Uyandığım da her sabah, aynanın karşısına geçerdim. Evet süslenir dua ederdim
ALLAHIM kızım çok iyi bir kız olsun. Yüreği de yüzü de annesine benzesin diye. En
güzel kıyafetleri alırdım kendime, çünkü seni taşıyordum çok heyecanlıydım. Olur
olmaz her şey için çocuk gibi babana ağlardım. Sen yapıyordun biliyordum bu
yaramazlıkları, sen yapıyordun. Bunlar hala alışkanlıkların.
Apar topar bir doğum oldu. Normal görünen her şey anormale döndü, ameliyat
masası musalla taşı gibi gözlerimin önünde, hemşireler melekler, eli
bıçaklı Azrail. Hayata son kez bakıyor gibi bir sıyrılış vardı baygın
gözlerimde. Karma karışık oldu dualar dilimde. Daha önce hiç bayılmamıştım,
ANNEM gelsin ANNEM diye diye....
Bir tokatla geldim kendime... Uyanın Reyhan hanım uyanın dünyanın en
güzel varlığı şimdi sizin ellerinizde. Ben hayal meyal narkozun etkisiyle, beni
ANNEME götürün, beni ANNEME götürün sözlerimi hala hatırlatır doktorum her
defasında ziyaretine gittiğim de.
Ve yinede babama müptela kaldım, annemin gizli saklı merhametine
kendimi bıraktım. Çünkü annemden hiç kızım, yavrum evladım kelimelerini ben
duymadım. O, yanmış yüreğiyle her gün ölen evlatlarına ağlarken, ben ondan
yavaş yavaş uzaklaştım. Anne dedim ANNE! Sen hep, sana acıyacağım, sana
üzüleceğim noktada kaldın ve ben sana koynunda ki huzurlu uykuya hasret,
şefkate hasret, yanında, yanı başında
uzağında kaldım. ANNEM ben kollarımı açıp sana koşamadım.
Benim EKSİĞİM SÜSLÜ
BEŞİKLER DEĞİLDİ. Yalnız uyuyacağım bir oda değildi. Benim eksiğim... Sol
yanımda ki yeri doldurulmaz boşluk senin yanmış yüreğine su serpememekti. Senin
çile dolu kaderin içime dertti. Ben senden gizli gizli ağladım aramızdaki
mesafeleri çoğalttım.
Evet ameliyattan çıkıp gözlerimi açtığım da, gözlerindeki yaşlarla ANNEM
bu defa bana ağlıyordu. Anladım ki annelerin göz yaşı durmuyordu.
Pamuk şekeri gibi bir şey getirdi koydu yanağımın yanına... Dert ortağım,
yavrum kollarımın altında. O an kendimi kartal gibi hissettim. Kimse, kimse
dokunamayacaktı sana. En kıymetlim, canımdın kanımdın . Ve ben, ANNEM, SEN de, bendim...
Reyhan kokulu bebeğim, zifin çiçeğim, marandam benim. HOŞ GELDİN.
YENİ DÜNYAM, hoş geldin!
Sırdaşım, yoldaşım, varlığım eksik yanım hoş geldin. Sevgili evladım.
Daha bitmedi... Yeni başlıyor annen yeni! Bitmedi sana
anlatacaklarım. Anladım ki, anne için her şey evlatları.
Çok çok titredik üstüne hiç hasta etmedik seni. Benden daha çok DEDEN, ANNE
ANNEN, BÜYÜK ANNEN, TEYZEN , DAYILARIN sahiplendi. Hepsinin yaralıydı
yürekleri. Seninle evin içine gülümseme geldi. Sırf bu yüzden ANNEN onların
içinden alıp seni de kendi evimize götüremedi. Çocuk hayat evet hayat demekti. Kazanıldığında
da...
Kaybedildiğinde de…
HAYATA Çocuk BAŞLAMAK, çocukça BİTMEKTİ!
Dağlarkızı
23.03.2013