Yazan ve seslendiren Mehmet Fikret ÜNALAN

Dondurucu ayazda
Kar çiçekleri sıcaklığıyla
Bir kalp çizdim oltu taşına
Vatan yazdım üzerine inadına!
Boynu bükük sevdamla
Erzurum' da
 
Kar kar dolaştım yürek serinliği ile
Layık olmak için yüce sevgiye
Hiç erimesin dağlarında kar 
"Fahriye abla" kadar sıcak yar 
Munzur'un istediği helva tadında
Erzincan' da
 
Kurban olayım Madımağına
Senin suçun yok şehrim 
Leke koymam adına
Kırılası eller kıydılar cana canana
Kervan kervan akar yürekler sana
Sızır şelalesinden sızdım sevdama
Sivas' da
 
Çivi gibi bedenlerdeyim Zeusda
Efeyim ya
Aldırmam sıcağa soğuğa.
Ölümüne sevda Kuşadası'nda
Deniz, deniz olmuş yüreğim
Mertliğim, kimliğim
Aydın' da.
 
İki göz vermişim sana sevdam
Köroğlu diyarında
Kim takar Bolu beyini
Sür atını üstüne incilerin dökülmez ya
Kaybedeceğin iki göz o da sen de yok
Yükselt sesini kalma suskunca
Bolu' da.
 
Dellenmiş yüreğim
Katmışım ana vatana
Uzak kalma sevdama
Amik ovasından sal aşağı kendini
Habib Neccar’ ın arızalı yüzeylerine
Arıza görsün dost düşman
Humus tadında
Antakya' da
 
Hüzünlerle sevinçlerle
Nemrut dağında sevdamla
Rivayetten anlamam
Mistik ya da okült yaşam
Kardeşliktir yaşayan
Can can da
Adıyaman' da
 
"Ala kaymaklı dondurmam"
Sana da toz kondurmam
Bir daha yaşanmasın katliam
Sütüyle yıkadım yüreğimi dondurmanın bembeyaz
Yaz kahramanıma yaz
Fransız'a, İngiliz'e papuç  bırakmaz
Nasıl üşümesin sevdam hava ayaz
Maraş' da
 
Biliyorum, duyuyorum, görüyorum
Seni unutur muyum yorum
Yakma gözlerimi isot isot
Han topraklarında aç yüreğini dost
Karşı duruşun haine olsun sevdama değil
Kara yılan türküsünü duyar gibiyim
Antep çeteleriyleyim
Gaziantep'de
 
Yukarı Fırat'a doğru akmakta sevdam
Mis gibi kayısı kokusundayım
Bal tadı var adında
Şiro çayı büklüm büklüm
Kaval sesinde yanık çoban türküm
Malatya' da
 
Sabahattin Ali ve diğerleri
Unutulmayan hatıram zindanın
Senin de günahın yok uç burun
On iki eylülün kara gölgesi karalamaz sevdamı
Antik çağın doğan
Kalbimdesin sevdam
Harika bir manzara
Gün gelmiş şeytan azapta olmuşsa da
Kahretsin şeytan bu ya,
Sinop’ da
 
Munzur çiçeğim,
Dersim diye yanar içim
Dağlarında bülbüller öter sevdam
Sana uzanan elleri kırsam
Zel dağından Düzgün baba kayalıklarına kadar
Dersim yazsam
Fırat kadar derin yürek munzur kadar serin değil
Yanıyor yürek yanıyor
Tunceli' de
 
Bir resim çizdim yine yüreğime
Yarim oldu sevdam oldu
Den şilesi tadında
Boynu bükük kalmasın Süphan
Heybeti var adında
Yıkılmaz kalem
Keledoş mu desem? 
Otlu peynir mi desem?
Çimdir yüreğimi gölünde
Nasırlı ellerde tırpanda
Bir başkadır sevdam,
Van' da...
( Bitmeyen Sevdam (1) başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 27.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu