Zamanın okyanusa düştüğü günlerden bir gündü.Sulara gömülüp kaybolana kadar izledim onu.Ardında hiç yaşanmamış bir görüntünün bıraktığı bembeyaz bir sis bırakmıştı.Her şeye rağmen zamanın akıp gitmesine derinlerde kaybolmasına nispet gün akşama yürüyordu elini kolunu sallayarak ve ben arkasından seğirttim belki yakalarım hissi ile ama ne mümkün.

Sonra döndüm ardıma okyanusa baktım acaba zaman nereye doğru gidiyordu gözlerden ve duygulardan uzak bir şekilde..Her batan zamanı geride derinlerde bırakmış olsa idik anılar nereye konuk olacaktı.Zihinlerimize düşmeyen zamana zincir vurmuş nice anlar o okyanusun çalkantılı dalgaları arasında her şeyden bir haber kaybolamazdı.

Aşklar vardı belki içinde sükunet ile başlayan ama fırtınalar, özlemler, ızdırablar ile sürüp iyi veya kötü neticeler ile noktalanmış.Nice aşklar zamanın külleri arasında kaybolmuş, nice aşklar savaşlar içinde galip çıkan dolu dizgin atların kişnemeleri arasında kalelere hapsolmuş, nice aşklar aşk perisinin kaptığı gönüllerin zülüflerinde ıslak bakışlar bırakıp yerini yangın yerlerine bırakmış bilemezsin.

Koşmadan zamana el açıp yakalamak düşüncesinden uzak, bırakıp gitsin yeter ki benden uzak olsunlar ile nereye kadar.

Okyanus bilmecelerin sahibi buluşma noktası, her zaman, kendi içinde okyanusa atılmak için beklemektedir.Her aç okyanus ise gurmelik yapmadan zamanın fırlatıp attığı o anıları alabilmek düşüncesinde sabırsız olur.

Bazen okyanusların içinde seçici olanları da vardır.Zaman yaşanmış posalarını değil geçirilmiş güzel anıları sinesine atabilmek için o okyanusun başında bekler.Nice zamanlar sırada beklemektedir çünkü o okyanusun yüreği vardır.Her atılan anıları kabul edemez.Yüreği olan can ve cansız her varlık, içinde vicdan ve sevgi barındırır.

O okyanusun içine atılan her güzel anlar derinliklerin içinde köpek balıkları veya diğer canlılar tarafından yenilip heba edilmezler.

O okyanus aldığı her nefesi her kokuyu ve her an be an yaşanılmış tatları yüreğinin en nezih sandık odalarında kıymetli bir varlık kendine misafir olmuş gibi saklar.

Yürüdüm okyanusun kenarına benim de sevgi dolu anılarım var idi.Sıramı beklemeye başladım acaba bana sıra gelmeden o güzel anılarım karabasana dönüşürde ben eli boş bir şekilde onun başına gelirsem diye endişelendim.

Geçen zaman, beklerken daha bir hızlı daha bir kaygan idi.Düşüncelerim geçmişimde yaşadığım şu ana denk gelen bir sevda hikayesi idi.O anılara başka anıların karışması güzel olan duyguların hep sürebilmesi için geçmişteki hisler ile yaşanan deniz kabuğuna süslü anılarımı bir sevecen yüreğe gizlemeli idim.

Okyanusun ruhlara sızan fısıltıları var idi.Ona rüzgar, yağmur, kar, güneş ve ay yardım ediyor idi.Her şeyin allak bullak olduğu zamanlar o fısıltıların bıraktığı güzel anılar üzgün tarafın sinesine üfleniyor ona iç aydınlığı veriyordu.

Zaman benim sıramı yerine koymuştu.Kader çizgisini ön saflarda bana yer göstererek çağırdı.Ben sadece gözlerimi kapattım.Duyduğum iyot kokusu ve dalga sesleri idi.İçimde büyük bir ferahlık hissettim.

Gözlerimi açtığımda aydınlık bir duman bırakmış geçmişimdeki güzel anların sıkıştırıldığı zamanlar okyanusun sinesinde yer bulmaya gidiyor idi.

Ardımı döndüm ve yürüdüm.Okyanustan süzülen rüzgarın peri tozu bulaşmış elleri saçlarımı okşadı.Sükunet ile evimin yolunu tuttum.Huzurlu bir şekilde yarını karşılamaya hazırdım artık.

**** *******
Uğur Demiröz

07/09/2009
( Okyanus, Zaman Ve Anılar başlıklı yazı Uğur Demiröz tarafından 8.09.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.