ne tekkelere çapıt bağlanmış,

            ne dilekler dilenmiş

            ne adaklar adanmış doğumuma

ne de anamın bana gebeliğinden

            babamın haberi varmış

kendiliğimden gelmişim

                        yalan dünyaya

 

ne başında bekleyeni olmuş anamın

ne şerbet, ne pelte getirilmiş

                                   lohusalığında

ne hediyelere gark olmuşum,

ne anam ne babam kutlanmış

                        doğduğum için

onyedinci gününde

                        dünyaya geldiğimin

dedemin ölen emmisinin adını almışım

            belli ki mübarek adammış

 

ne el bebek-gül bebek muamelesi

                                   görmüşüm

ne cicilere-bicilere

                        bürünmüşüm

ne de kucaklara alınıp

                        fotoğrafım çekilmiş,

düğünlerde bayramlarda,

“-adı üsdünde güz bülücü[1]

Allah’ın emaneti emme,

            fazla yaşamaz” denilmiş

                        iş bilen ebelerce

dağ başında,

            yağmurdan yağmura

su gören çalılar gibi büyümüşüm

büyümüş gitmişim

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

anamın südü inmemiş de

            halime içleri el vermemiş

                        birilerinin,

kimileri süt getirmiş

            kimi bebekli diğer analar

                        emzirivermiş

                                   rastgeldikçe

dağda-bayırda, olmadık yerlerde

akranlarım “süt kardeşim”

 

anam ırgat, babam amele

hemen hergün ekin otuna,

            afyon çapasına

evde kimse ilgilenmezmiş de

heybe gözünde taşınmışım

            baharda, yazda

            tarlaya, harmana

 

ezilmiş haşhaşlı şekersiz “somruk” ağzımda

güneşin gözünde kalmışım

            ağlamaktan bitap düşmüşüm

boğazım bıçılmış

            gıdığım yara

ırgata eynelden çıkmak yasakmış

kimse gelip yüzüme,

            ellerime üşüşen sinekleri

            kovamamış

mecalim de yetmezmiş,

                        başedemezmişim

çile çekmişim

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



[1] güz bülücü: güzün doğmuş civciv / sonbaharda dünyaya gelen marazlı, güçsüz, zayıf bünyeli, çelimsiz çocuk

( Köyde Çocuk Olmak -a başlıklı yazı İ.ÇELİKLİ tarafından 5/11/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.