Gazlâmbası ışığında,her akşam ders çalışırdık,
Dalar-giderdik,başbaşa..Saatlerce bakışırdık…
Hep elele tutuşurduk,durmadan şakalaşırdık;
Konuşmadığımız zaman,gözler ile anlaşırdık…
Fakir Milletin ekmeği bağlanmıştı vesikaya…
Şişe ile GAZ verirdik,tam sekiz okka BUĞDAY’a…
Buna rağmen Buğday-tahıl hibe ederdik YUNAN’a…
Ne paralar yatırmıştır,bu fakir Millet KINA’ya.. (!)
Küçücük yaşta öğrendim,zorlukları ve Gurbeti..
Harp yıllarında yaşanan bin çeşit mahrumiyyeti…
Kaşıntılarla tanıdık,UYUZ denilen illeti !!
Sefalet ve hastalıklar çürütüyorken Milleti !!
Biz,o sıkıntılı günde,AŞK’ı,SEVDA’yı tanıdık…
Gurur-kibir limanından,istemeden demiraldık…
Sen bir yana !.Ben bir yana !. Elveda deyip -ayrıldık !!
Hiç te haketmediğimiz,acılar içinde kaldık !..
ŞIPSEVDİ’nin arka kapağına yazılmıştı.) (*)
“..Sonu ayrılık olsa da,AŞKIMIZI unutamam…
Gençliğim birgün solsa da,inan sensiz yaşayamam !.
Binbir acıyla dolsa da..Cehenneme dönse yıllar
Senden ayrı,bu hayatı,artık birgün taşıyamam !!..”
—-
Sensiz yaşadığım yıllar,sanma mutlu etti beni…
Sen beni unutmadın da..Ben unuttum mu ki seni ?!
Ne kıvırcık kahkülünü,ne Bal rengi gözlerini…
Kalbime,acıyla yazdım..VEDA GÜNÜ SÖZLERİNİ !..
Büyüklere saygımızdan, BU KADERDİR…deyip-geçtik..
Birileri karar verdi…AYRILIĞI BİZ SEÇMEDİK…
Anamıza-babamıza, ALLAH'A bühtan etmedik…
Bana sorarsan GÜZELİM..BİZ BİR GÜNAH İŞLEMEDİK..
Ne yaparsın !! Bu işlere birtürlü akıl ermiyor…
Aileler,kızlarını sevdiklerine vermiyor…
Ogünlerden,bugünlere hiçbirşeyler değişmiyor…
ALLAH,KULU'NUN YOLUNA KIRMIZI HALI SERMİYOR…