Küçüktük biz, çok küçük:

Yerlere belirsiz çizgiler çizer, sek sek adı verilen ve hiç eskimeyen o oyunu oynardık.

İpleri birleştirip ip atlardık, en büyük derdimiz o oyunda bir kademe daha yükselmekti,
en büyük derdimiz o ipe takılsakta hiç düşmemekti...

seviyorduk oynamayı,
seviyorduk çocuk olmayı,
seviyorduk yaşamayı...

Gözyaşaları manalı nedenler için akardı yanaklarımızdan, hayat hiç bu kadar zor değildi bize ve biz hiç bu kadar zorlanmamıştık birşeye...

mutluyduk, yaş henüz yediydi ve herşey daha çok güzeldi...

Şimdi kendimizi kaybedip attığımız o sokaklarda kalmış sek sek izleri, ve o taşlar çok ağır vurmuş suratımıza.
Takılmışız önümüze çıkan her engele, düşmüşüz hiç bilmediğimiz yerlere...

Oyun bitmiş, büyümüşüz...

Zaman çok çabuk geçmiş, yorulmuşuz...

Şimdi sadece izliyorum uzaktan öylesine, hatırlayıp gülüyorum o güzel geçmişe
ve bir damla yaş süzülüyor yanaklarımdan, en güzel günlerim olan sek sek çizgilerinin üzerine...

Bir zamanlar bizim mutlu olduğumuz o çizgilerde başka masumiyetler var şimdi, hep bu şekilde mi gider bu hayat bilmiyorum...

Ben öldükten sonra bir başka çocukta yazacak mı yine çocuk olmak istiyorum diye,
ve onu duyan olacak mı her ben öldüğünde .....
( Sek Sek İzleri başlıklı yazı hacer-tilev tarafından 12.09.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.