Olsun!
Kaybetsem de tüm servetimi hileli bir barbutta
İtaatkar kurbağam var benim
Büyülü çayırlarında aşk
kırsalımın
Hiç durmadan zıp zıp oynaşan

Ne kadar da güzel


Ve
Bir o kadar da çirkin…

Ve dahi
Saf kan kahpe…

.
.
.


Şehrim gettosunun
Leş kokul
u o birinci sınıf tapınağında
Memelerine serptiğim güls
uyu ile kutsuyorken
Günahkar bedenini çirkin bir yosmanın
Aforoz edildi
-“Mutlak güzel
olanı kutsayacağım…”
Yeminini tutamayan keşiş ruhum

Zaman algısı yoktur ölüm
de… Güzel ve çirkin de!

Ki
Gevşediği an boğazına kenetlenmiş ellerim
Böğürtülerine eşlik
gözyaşlarıyla
Koşulsuz kaşeleyiverdi
O çirkin yosmanın da biçare ruhu
Flu olsa dahi algılayabildiği karşı konulamaz öğretilerimi

Nasıl da
güzelleşiverdi…
Ay parçasıydı sanki ışıldayıveren yüzü…

Renk geldiğinde
Anoreksiya kıskacında can çekişen iskelet dimağına
Peşi sıra
Deviriverdi
*Yokuş yukarı ivmelenmelerimize ‘c’ takviyesi
Üç bardak portakal suyunu
Posalarıyla

Gibi konuşan
Gibi düşünen
Gibi yaşayan
Ve dahi
Gibi sevişen kadınların özenti günahlarını
Ters istavrozumla çekip aldığım an ruhlarından
Kendi ellerimle
Zemin hazırlıyorum aslında
Sıkı takipçim o kadim karabasana

…!


““-Çirkin bir yosmanın boğazına kenetlenmiş
Ve son veriyorken sefil hayatına
Nedensiz gevşettiğim güçlü ellerim
O hayatın
Leş kokul
u pamuk tarlalarında
Zincirlere vurulup
Zorla çalıştırılan
Zavallı birer köle oluveriyorlar aniden…””



-*Notafor-

Ve Asla Masum Değildir Masallar!
( İronik "güzel
ve çirkin” uyarlamasıdır)

“Ama ben seni seviyorum Çirkin Yosma!” demiş Adam. “Seninle olmak istiyorum.”
O anda tuhaf bir şey olmuş. Birden sanki otel odası daha bir güzel
, daha bir ışıltılı hale gelmiş. Adam bir süre etrafına bakınmış şaşkınlıkla, sonra tekrar çirkin yosmaya çevirmiş başını. Fakat çirkin yosma yerinde yokmuş. Yattığı yerde şimdi dünyalar güzeli bir prenses duruyormuş.
Ben Çirkin yosmayı istiyorum,” diye hüngür hüngür ağlamaya başlamış Adam.
Prenses bu sırada ayağa kalkmış.
“Çirkin yosma benim,” demiş.
“Kötü bir peri bana büyü yapmıştı. Beni yüzüne bakılamayacak kadar çirkin bir yosmaya dönüştürmüştü. Bana benimle olmak istediğini söylemeseydin, hayatımın sonuna kadar öyle çirkin bir yosma olarak kalacaktım ama artık dünya
lar güzeli bir prensesim. Haydi ne bekliyorsun daha, şehvetli öpücüklerinle al beni. Ve sonra bir ömür seninim ve sen de benim.”

(Yıldıray Kızıltan // 2010 - İğreti Şiirler
Serisi)

( Kara Kurbağasıyla Hileli Kumar… başlıklı yazı Y.KIZILTAN tarafından 3.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.