Bir çocuğun cebindeki
bozukluklara benzer
Yüreğimde
biriktirdiğim hüzünler
Harca harca bitmez
bozuklukları vardır ya o çocukların
Bayramdan bayrama
biriktirdikleri
Şangır şungur ortaya
çıkardıkları
Ve bir külah dondurmaya
Bir horozlu şekere
Bir gazoza ve bir balona
harcadıkları
Sonsuz mutlu ve
alabildiğine zengin oldukları
Ağla ağla bitmez gözyaşlarım
var benim de
Yürek yürek
hüzünlerim
Aşktan aşka
biriktirdiğim
Hüngür hüngür ortaya
koyduğum
Ve bir elvedaya, bir
terk edilişe
Bir fettana
harcadığım
Sonra o çocukların
oyuncakları vardır hani
Çok sevdikleri, gözleri
gibi baktıkları
Kimseyle
paylaşmadıkları oyuncakları vardır ya
Sarılıp uyudukları
Benim de çok sevdiğim,
gözüm gibi baktığım
Ve kimseyle
paylaşmadığım Sen’im var
Her gece hayaline
sarılıp uyuduğum
Gecem olan, yastığım,
yorganım…
Oyuncağı kırıldığında
nasıl ağlarsa bir çocuk
Ve ‘Anne’ diye
bağırırsa korktuğunda geceleri
Ve canı yandığında
‘Seni babama söylerim’ derse
İşte bende öyleyim
korktuğumda ‘Neredesin?’ derim
Ve canım her
yandığımda ‘Aşkım!’ diye seslenirim
Seni düşünürüm, seni
isterim, seni ararım
Kalbim kırıldığında
ben de öyle çocukça ağlarım
Ne kadar da çocuklaşırız
âşık olunca
Ne yanlışı görürüz ne
doğruyu
Yaşarız aşkı
alabildiğine, çocukça
Başımızda kavak
yelleri estikçe
Ne akla sığınırız ne
de mantığa
Ne kadar da
çocuklaşırız âşık olunca
Ne cevabı biliriz ne
de soruyu