Ben içinde cinayet kokan her şiirde
Mahkeme salonlarında sorgusuz sanık
Nedametsiz sözcükler tükenir belleğimde
Sesimi duyan kenara çekilir ansızın
Dört tarafım sabredilmez uğultu
Üzerime yürüyüverir
Bir salon dolusu gürültü
Hele diyorum hele
Nifaksız kokardı bu ayda karanfiller
Henüz nane kekik kokusu
Sarmamışken dağları
Eşkıyadır bu yüzden kardelenler
Karları eridikçe Nemrut dağının
Sokağına doğru kaymakta toprak
İçinde en duru hislerin tadı
Biraz sitem
Biraz özlem
En çokta aşk
Alnının secdegahından
Öpeceğim dedikçe
Alnında beliren nur
Bulaştı dudaklarıma
Cennet sanmıştım kaşlarının arasını
Bilmez misin?
Ben yüreğimi sererdim yollarına
Sen güneşi ayartırdın
Razı değildi avuçlarımda sakladığım hiçbir dua
Yazdığın ayrılık senaryosuna
Bir karanlığa düştüm sevdiğim
Yönümü kaybettim ansızın
Elimde eskimiş resimler
Sina çölünü aşmaktayım
Az bekle
Senin için arşınladığım şiirlerden
Bir saray yapmaktayım
Ah sevdiğim
Kayboldum
Her vakit kendi içinde yetim
Niyetsiz ibadetlerle avunuyorum
Kimliğime yazılmadığından
Hep uğraştayım sensiz hayatla
Anladım
Sen
Ben
Biz
Frekansı tutmayan
Ayrı ayrı iklimlerdeyiz…
Âdem Efiloğlu