benim hiç annem olmadı
hazırlayan çeyizimi
saçlarımı ören...
hep bir kuytuda kaldı umutlarım, düşlerim
gecelere mahpusken yapmacık gülüşlerim

sahi,
anneler nasıl kokar?
çocukluk,
genç kızlık nasıl bir duygu?
kim bilir nasıl olurdu senin koynunda
bedelsiz bir uyku...?

aşk mı?
ne aşkı anne...?
onu da alıp gittin ya...
çıplak ayaklarımı,
kırmızı kurdeleli umutlarımı
ve hüzünleri
ve neşeyi
bu dünyaya ve herhangi bir insana,
ve bana ait olan her şeyi...

...

alıp gittin ya...
hani,
kına gecesi derler ya
annesinin koynunda son gecesi
ilk gecemiz olmadı ki bizim
son gecemiz olsun.
ben hep kadındım
ben hep anneydim sayende
kurumuşken dudaklarım ellerinin hasretiyle
bir kez, bir gece

annem olur musun anne?

...
keşke
keşke sancımasaydın bu gece...



eylül çocuğuyum ben yağmurların alıp götürdüğü
ve kimsenin görmediği izbelere bıraktığı çocuk
tek renkli abaküstü yüzümdeki sokak lekesi
büyümeye hiç zamanım olmadı kundaksız sabahlarda
yağmur yağıyordu muhtemelen doğduğumda


göbek bağımdan başladım yırtılmaya ve kaybolmaya
beyaz gözlerim vardı ağlatanlar kirletti
avuçlarıma bıraktıkları dünya kadar büyük bir sessizlikti
çıplaktım içimde şiirden başka bir şey yoktu
telaşım düştü önce çocukluğumdan
yasadışı kelimeler taşıdım ıssız rüyalarıma uykusuzdum
suikastlar düzenlediler yüreğime ben yardım ettim
tenime örttüm tüm şiirleri uyudum
suç üstü ele vereceğim bu gece kendimi
okşadıkça yaralarımı zamansız esen rüzgâr


ayrılığın kabukları ellerime döküldü
bir çocuk bıçaklanır gibi düştü ağzımdaki harfler
karanlık odalara sakladım en sonunda yüzümü
ömrüm düştü
düştü ömrüm
ömrüm düşerken
tuttum saçlarımdan


hiç bir uyku gözlerimden silemiyor unuttuğum O yüzü
derin bir özlem ve tuz birikti çukurlarına gecenin
kartpostal şehirlerine yatırdım düşlerimi
avaz avaz bir şarkı söylüyor şimdi sonbahar gelini eylül
bugün günlerden yirmiyedi
"saçlarına yıldız düşmüş koparma anne ağlama"

..

giyin kuşan
hüznünü ve şiirleri
beni bırak içerinde anne

..

bir mektup yolluyorum şimdi çocukluğuma
önce annem okumuyor
sonra sen...



şiire ses olan ( can )Bekir Keskin'e teşekkürlerimle.





( Yirmiyedi başlıklı yazı Feyza Can tarafından 27.09.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.