1 Düş Ağıtı





bu karmaşanın dilini kesin 
kahrolsun bu çaresizlik 
kahrolsun!
paslanmış kulakları sağır eden sesler

sırtımı hangi duvara yaslasam 
-evvela eski bir taş ustanın nasırlaşmış yüreğini hissediyorum-
yıkılıyor.
gözlerinin izahi yok
sağ yanağını örten saçlarının anlamı 
sokul yanıma sen ve tırnaklarıma bak! 
bak ve geçir sırtıma 
titrek ellerinin hırsıyla 

ki
sığmaz ömrümün yokuşana 
omuzlarında günahımı taşıyan bir kadın
delirmeye başlar birden akrep,
ve peşine takılır yelkovan 

ben gücüm yettiğince
bu- zaman kargaşasında
bu- hiçliğin içinde 
zaman derim,
duvar derim,
yaslanmak derim
ılık ve dumanımsı bir hayale
-mesela bir yosmaya -
o bile ...

düşümü düşüne 
yüzümü yüzüne çevirip
başımı yere eğdirip
gülüyor kadın
umudumun mavi salıncağının 
ipini kemiriyor 
ve çölümden geçiyor gölgenin ayak izleri
soğuk hemde çok soğuk
belkide yorgun ve belki de yarı ölüdür karanlık
karanlık
o bir doğuşla bitişin fecri
o hafif bir andır aslında 
en iyi yolculuktur bir omuz hizasında

esmer benziminin tarifi ya da ayrıcalığı yok
tüm esmer benizliler gibi kinliyim sadece
ve kinliyizdir esasen tüm tenlere hatta
-afrika ya bile

üstüm başım yalnızlık içinde
ki ben bile korkarım geceleri
duyulmaz karanlığın o inleyen sesi
sokul yanıma sen ve tırnaklarını geçir ki
yüzün yüz bulsun yüzümden
hem de yüz bin kere





...
 
( Düş Ağıtı başlıklı yazı Deniz Pınar tarafından 13.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.