TAKIMIMIZIN “YILDIZ OYUNCUSU” İLE İLETİŞİM SANATI
Öncelikle takımdan ne kastettiğimi paylaşmak istiyorum. Aile bir takımdır.
Futbol takımı veya her türlü spor müsabakası ekibi bir takımdır. İşyeri
çalışanları bir takımdır. Fabrikanın her bir bölümü ile birlikte, toplamı da
bir takımdır. Sanat veya hobi grupları bir takımdır. Arkadaş grupları, eğlenme
ve seyahat grupları birer takımdır. Meslek grupları, sivil toplum
organizasyonları, sendikalar, meslek birlikleri, partiler vb. birer takımdır.
Yerine ve duruma göre mahalle bir takımdır. Köy, kasaba,
ilçe ve il bir takımdır. Bölgeler ve ülkeler hatta, bazı özel durumlara göre
kıtaların bile takım olarak adlandırılabileceği durumlar ortaya çıkabilir.
Peki, yıldız oyuncudan neyi
kastediyorum? Bir ailede aralıklarla veya uzun süreli özel bir başarı ve
üstünlük kaydeden birey, o ailenin yıldız oyuncusudur. Futbol takımını
sürükleyen ve her müsabakada üstün başarılara imza atan süper oyuncu, o takımın
yıldız oyuncusudur. Hatta yıldızlığın derecesi futbolcunun transfer fiyatının
yüksekliği ile doğru orantılıdır. Bir işyerinde aralıklarla ve uzun vadede
üstün başarıları elde eden ve grubun diğer üyelerini olumlu yönde her zaman
etkileme yeteneği olan çalışan, o takımın yıldız oyuncusudur.
Bir fabrikada o olmadığı zaman
işler aksıyorsa, herkes ona danışma ihtiyacı hissediyorsa, yönetici veya lider
olmamasına rağmen, informal bazda yöneticilik veya liderlik fonksiyonlarını da
icra eden çalışan, ilgili grubun yıldız oyuncusudur.
Sanat veya hobi gruplarını resmi
olmayan şekilde yöneten, etkileyen, fikirleriyle ve eylemleriyle diğer üyelere
örnek olan, grubun başarısında hissedilir derecede katkı ve paylaşımı olan üye,
yıldız oyuncudur.
Bir ülke adına dünya çapında
başarılara imza atan, sanatçı, sporcu, yazar, hekim, ar-ge uzmanı vb. üstün
yetenekli ve başarılı insanlar o ülke veya bölgenin yıldız oyuncusudurlar.
Peki, liderler, yöneticiler veya
takım kaptanları yıldız oyunculara nasıl yaklaşmalıdırlar?
Öncelikle yıldız oyuncunun bütün
yetenek, bilgi ve becerilerini ortaya koyabilecek ve daha da ileriye götürebilecek
her türlü zemin ve imkanlar kaptanlar, yardımcıları ve takım üyeleri tarafından
sağlanmalıdır. Yıldız oyuncunun her başarısı mutlaka onure edilmeli, takdir
edilmeli, ödüllendirilmeli ve gönül gücü yüksek tutulmalıdır. Yıldız oyuncunun
başarıları takımın başarılarına iblağ edilmeli ve takım ruhu geliştirilmelidir.
Takımın diğer oyuncularının
kıskanmalarına ve haset etmelerine zemin hazırlanmamalıdır. Başarıda en büyük
payın yıldız oyuncunun olması ile birlikte, asıl büyük başarının takımın
bütününün olduğu, takıma aşılanmalıdır.
Eğer, başarıları yıldız oyuncuyu
kibire, diğer üyeleri ezmeye, yöneticilere itaatsizliğe, başıbozukluğa ve
disiplinsizliğe götürüyorsa; yöneticiler liderlik yetenek ve güçlerini
kullanarak, söz konusu olumsuz eylemleri başarı ile yönetmelidirler. Bu yönetim
oldukça büyük bir önem arz eder. Eğer dozajında yapılamaz ise, yıldız oyuncu
aşağılanır, hakarete uğrar veya rencide edilerek soruna yaklaşılırsa, yıldız
oyuncunun kendine güveni, kendisini takımın dışına atarak takımdan ayrılmaya
götürebilir. Çünkü yıldız oyuncu da, kendisinin başarı ve yeteneklerinin
farkındadır.
Yönetim, yıldız oyuncuyu onure
ederken, aşırı şımartmamalı ve başarının takımın geneline yayılmasına özen
göstermelidirler. Yıldız oyuncunun üzerine titrerken, takımın diğer üyelerinin
de yıldız olmaları için özel çaba sarf edilmelidir. Yeni yeni yıldızlar
yetiştirilmeli ve yıldız oyuncunun kendisini “bulunmaz hint kumaşı” olarak
etiketlemesi önlenmelidir.
Yıldız oyuncunun kendisinin
yıldızlaşmasında takım arkadaşlarının topyekün güç ve ruhunun olduğu kendisine
her fırsatta hissettirilmelidir.
Yıldız oyuncunun daha fazla
ücretlerle veya imkanlarla başka bir takıma transfer olabileceğini, yönetim
hiçbir zaman aklından çıkarmamalıdır. Böyle durumlarda sıkıntı yaşamamak için,
yönetimin her an boşluğu dolduracak yeni yıldızları yetiştirme plan ve
eylemlerinin olması gerekir. Zira, insan kaynakları yönetiminde yeri
doldurulamaz hiçbir yıldızın olmaması gerekir.
Yıldız oyuncu bazen kendisine
göre haklı sebeplerden dolayı geçici de olsa yıldızlığını kaybedebilir. Yerini
takımdaki başka bir arkadaşı alabilir. Böyle durumlarda yönetimin, yıldız oyuncunun
problemlerine eğilmesi, tedavi ve çözüm odaklı yaklaşması gerekir. Aynı anda
yıldızın takım içerisinde gezebileceğinin normal olduğu, ilk yıldıza
özümsetilmelidir.
Peki, yıldız oyuncuya düşen
sorumluluklar nelerdir?
Başarısının elbette ki bir bedeli
vardır. Yıldızlığını yaşama hakkını kullanmalıdır. Ancak, asla ve asla kibire
kapılmamalı, takım arkadaşlarını yok saymamalı, başarının kendisi ile birlikte
bütün takımın olduğunun bilincinde olmalıdır. Ben yoksam takım da yok
büyüklüğüne kapıldığı anda, takımın diğer üyeleriyle sinerji ortaklığı ve
paylaşımları kulak arkası ettiği anda, kendisinden rahatlıkla
vazgeçilebilineceğini iyi bilmelidir. Yeni bir takıma gideceği anda ise, yeni
takımının yöneticilerinin eski takımının yöneticilerinden bilgi alacağını asla
unutmamalıdır.
Yıldız oyuncu, bütün güç, yetenek
ve becerilerini hiçbir kıskançlık ve hasetçilik yapmadan, takımın diğer üyeleri
ve hatta ülkesi ile ve hatta dünya insanlığı ile paylaşacak kadar verici
olmalıdır.
Başarıları yıldız oyuncuyu asla
şımartmamalı, geldiği yerleri unutturmamalı, takım arkadaşlarının katkı ve
desteklerini unutmamalıdır. Gelecekte mutlaka yeni yıldızların doğacağı
gerçeğini gözden uzak tutmayarak, kendisinin vazgeçilmez bir yıldız olduğu
yanılgısına düşmemelidir.
Kendi başarısında yönetici, lider
ve takım arkadaşlarının rolünün ne kadar büyük olduğunu asla gözden uzak
tutmamalıdır. Yıldızlığının devam edebilmesi için, son nefesine kadar güç ve
yeteneklerini geliştirmeyi sürdürmelidir. Takım arkadaşları ve yöneticilerini
sevmeli, onlara saygı göstermeli, kibirden ve kıskançlıktan uzak durmalıdır.
Peki, takımın diğer üyeleri
yıldız oyuncuya nasıl yaklaşmalıdırlar?
Yıldız oyuncu asla kıskanılmamalı,
onun başarılarının takımın veya ülkenin başarısı olduğu bilinciyle hareket
edilmelidir. Yıldız oyuncu olmak amacıyla mevcut yıldızın eteğine veya omuzuna
basılmamalıdır. Yıldız oyuncu sürekli onure edilmeli, ona değer verilmeli, daha
ileri düzeyde güç ve yeteneklerini ortaya çıkarmasına ve kullanmasına takımca
zemin hazırlanmalıdır. Yıldız olmak diğer üyelerin de elbette hakkıdır. Ancak
bu hak, adalete, disipline, takım ruhuna, grup dinamizmine ve etkin çalışmaya
dayandırılmalıdır.
Ülke çapında yıldızlaşan,
olimpiyat ve dünya şampiyonları, uluslararası üne kavuşmuş bilim ve sanat
insanları, ülkenin ve bölgenin bütün üyeleri tarafından kucaklanmalı ve hak
ettiği onur kendisine teslim edilmelidir.
Zira, unutmayalım ki, “MARİFET
İLTİFATE TABİDİR”.
18 Ekim 2013. Cuma. Saat 15.30.
ANTALYA
Selam, sevgi ve dualarımla… Allah’a emanet olunuz…
Yrd.Doç.Dr. Süleyman COŞKUNER