..içinden sen geçmeyen, hiçbir dili konuşmadım...
 
 
 
suları çekilmiş bir deniz yüreğim
yosun kokusu uzak
ben ki kainatın tam ortasında
trotuvar taşlarından yollara uzanan şehrin,
berduş gezgini...

kelimelerimle akarken evrene
ve kanıp/
bakıp/yaralanıp sözcüklerle
sahte mutlulukları örtüp yüreğime
susuyorum şimdi...
 
ellerimden önce tenine düşen sesim
hecelenip sen oluyor
kelime/kelime dokunuyorum sana
dönüşüyorum sana ki
her gece/yatağını terk edip
delice çağlayan bir ırmak gibi
yalın ayak,
çırılçıplak sana koşuyor,
çıkmaz sokakların kuytularında
gölgeler çoğaltıyor
özlemle çoğalıyor
teninin üzerinden renkli taşlar topluyorum
parmak ucu dokunsallığımla ki
 yüreğimdeki mührünle yol alıyorum...
 
içime girip büyüyen
İçimde kayan vuslat kırıntılarının
erozyonuyla etrafa saçılıyor aklım
umursamıyor yürüyorum
gece yarsısından/sabaha dek
dilekler adıyorum yıldız tozlarından
 kaçmanı diliyorum benimle bir başka dünyaya
 kulaklarımda kırgın bir melodi
 
ince sızım...
 
bir kaç salisede olsa çıplak
 yüreğimdeki sessizliğe
 bizim olan
 yalnız bize ait olan
 sandığımız değil
inandığımız mutluluğa...
 
bil ki sevdam,
hiç kimse bağışlamadı beni
 yüreğimle/yüreğinin kesiştiği
uçurumun keskin çizgisinde...
 
ve bil ki kadınım
hiç kimseyi nedensizce alıkoymadım
 yaşamsallığımdan da derin kavramışken saçlarını
 hayatı bir adım geri bırakırken ben,
 sen;korkularımın dar ağacına asarken ölü düşlerimi
 ağdaya bile gelmeyen tüyüne
zarar gelmesini istemediğim insan
 bil ki senin için b-akıyorum
 he-ce-le-ye-rek sözcüklerimin arasından
 unutmuşken beni/sendeki beni
 geri dönüşümlü zamanlarda t-anı diye
sana ait izler bırakıyorum
 yüzümde/yüreğimin elverdiğince
 tam ortasındayım zamANIN
 düşsel bir patlama ile güneşe bulanıyor gün ki
 kokunu tenime çiziyor rüzgar

duraksıyorum...
 
gözlerim kapalı
içine iniyorum/derinlerine
kaygan merdivenlerden
ve çıkıyorum...
 
değiştin mi
yüreğine mıh gibi çaktığım bütün şifrelerini
 ahhh be sevdiceğim
 doğumumla birlikte
alnımın çatına yazılmış bir sır gibisin ki
 kenarlarına zincir çekilmiş bir yolun
 tozları arasında cicoz oynayan çocuklar gibiyim
 yüreğini çınlattım şimdi/hissettin mi?
 bir kelime bile kafi gelirken seni anlatmaya
 ben kokusu sana kesik/binlerce kelime doğuruyorum...

 

(...)

( İnce Sızım.. başlıklı yazı kuytular tarafından 21.10.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu