1
Üstünden kamyon geçmiş
ama bir türlü ölememiş bir serçe yavrusuyum
çırpındıkça kendi kanımdan göl oluşturuyorum etrafımda
ne kendim ne başkası girebiliyor içine
öylesine
mütemadiyen bulanıyorum kırmızılara .
Annem hep derdi
bilmediğin diyarlarda uçma
dibini göremediğin sulara dalma
Ve .. Ve en kötüsü de
sonunu bilmediğin yola çıkma...
Ben kimdim ki
daha hayat denen deryada emekleyen bir bebekken
arada ayağa kalkmak için hep bir sevilene muhtaç
güvenli bir elde bir iki adım atmak varken
kendi duvarlarıma tutunup kalkmak neyimeydi
yine kendim henüz yürümekten aciz patiklerimle
bu ucu bucağı belirsiz yollara düşmek
düştüğü yerden kalkmak dizleri kanayarak
hırslanarak
küserek
ağlayarak...
Ahh yar...
Senin görevindi biliyorsun elimden tutmak
ilk adımlarımı sana göstermeliydim gözlerim parlayarak
taahhütname mi imzalamıştın Azrail’le
benden önce ecelin elini tutmak ne cesaret
geride bıraktığın gözü yaşlı pınarları
kim kurutur söylesene..
Her incindiğim de sana sitemlerimi yolarken
mutlu musun yattığın yerde.
Halâ kalkma çabasındayım
yaralarımı sarma çabasındayım tek başıma
halâ yürüdüğüm yolların yabancısıyım
gurbet içimde gitgide büyürken
gönül evim artçı depremlerle sarsılıyor
döneceğim yer bile meçhulken
bir mazuratım var senden yar
yanında bana da yer
açman mümkün mü?
Gözyaşı