Kaderin hükmüne karşı gelinmez.Türkistan’ın büyük bölümünü elinde tutan Çin bilmeli ki bir gün o topraklar hak ettiği özgürlüğe kavuşacaktır. Bu zamanda çok uzakta değildir. İçten yanmalar başlamış Türk canlanmıştır. Kürşad’ın , Osman Batur’un torunları ayağa kalkmışlardır.

Uygur’un ANA dediği onurlu bir ASENA Dünyanın öbür ucunda tüm insanlığa mezalimi duyurmuştur. Rahmetli İsa Yusuf beğ den sonra Doğu Türkistan liderini bulmuş ve avazı yayılmıştır. Bu ses inşallah susmayacak susturulamayacaktır. Küresel sermayenin ve Devletler arasındaki ticaretin üstünü bir sis perdesiyle örttüğü bu kıtâl kıyamı tetiklemiştir.

Dünyanın en ücra köşesinde bir ihtilâlle ilgilenen BM in sesi çıkmamakta , Avrupa sessiz, Amerika ne dediği belirsiz , Rusya arka bahçesi saydığı Türkistan ın diğer parçasını tekrar yönetme sömürme peşinde. Vatikan da oturan Nazi artığı Papa’nın sesi çıkmamakta. Bu sessizliğin tek sebebi katledilenlerin Türk, yağmalananın Türk yurdu olmasıdır. Türk düşmanlığı bunların arasındaki dini ve siyasi ayrılıkları bile yok ediyor.

Bunlar neyse de sadece ticari açıdan değerlendirerek Türkiye Cumhuriyeti devletinin de sesi çıkmamakta, hatta o kadar ileri gidilmekteki protesto edecekler bile engellenmektedir. Çin ile ticaretin ölçüsü ise sadece Çin in bize kalitesiz mallarını kakalamasıdır, ticaretin Türkiye tarafında pek bir şey yok. Daha birkaç yıl önce işte binlerce turist gelecek diye boğazları tehlikeye atmış ve bir devasa hurdanın geçişine izin vermiştik.

Son iki yüz yıldır Çin’in Milliyetçisinin ,Komünistinin ayakları altında ezilen ,kaynakları insanları sömürülen Doğu Türkistan ın artık dayanacak mecali kalmamıştır. Kaybedecek sadece namusları kalmış ve onu kaybetmemek için kıyam a kalkmışlardır. Bu kıyam da sadece protesto etmek olmuş katiyen silahlı ayaklanma olmamış ama Çin ordusu sanki karşısında silahlı bir hareket varmışçasına kadına çocuğa yaşlıya ağır silahlarla saldırmıştır. Binlerce yıldır Çinlinin alışkanlığı Türk e kancıkça saldırmak olmuştur. Yine kendinden bekleneni yapmış , iki Uygur kızına yapılan muamele bunu ispatlamıştır. Bu sadece olaylara sebep olan son hadise olduğu için biliyoruz ya bilemediklerimiz.

Günlerdir Tv haberlerinde Doğu Türkistan da Türk kıyımını izliyoruz. Yemek yiyemeden, uykularımız kaçarak. Dünya seyrediyor, BM seyrediyor, AB seyrediyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti de sanki orada kıyılanlar ırkdaşım, kandaşım, dindaşım değilmiş gibi taraflara itidal tavsiye ediyor.

O Kıbrıs konusunda bile Rumları destekleyen Filistinliler için Davos ta balon uçuranlar Doğu Türkistan ı dillerine bile almıyorlar. Ama dünya bilmeli ki ; bir gün bir Kürşad çıkar ve kırk serdengeçti ile tepelerine yıkar o Çinlilerin Dünyalarını. Ya da bir Çingiz Kaan gelir taş üstünde taş omuz üstünde baş bırakmaz.

Bir Türk kadını olarak Rabia KADER in onurlu mücadelesini tüm yüreğimle kutluyor ve Yüce Allah’tan onun gücüne güç katmasını niyaz ediyorum.


Hatice KATRAN
( Kırk Yeter başlıklı yazı hatice-katra tarafından 10/4/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.