Kıyım ve eskil günler tabakasında hatıralar

Hangi zaman çerçevesine sığar yalnızlığım!

Kırılmış, tükenmiş ve üst üste yığılmış anlar

Erkenden şafağa sarılan günler gibi ruhum

Avuçlarımda sıcaklığını yitirmiş dostluklar

 

Üryan masallarımız unutuldu, düşlerimiz antika

Kaybettik sonunda erdemin karaborsa biletini

Demsiz yudumlarla parçalandık kendi içimizde

Satıldık üç beş kuruşa, puştlara ve soysuzlara

Sevgi benim ereğim, aşk göğsümde asırlık yara

 

Dövüldüm örslerde asırlarca, eğildim kırılmadım

Çelikten aldım suyumu, niteliksizlerle gezmedim

Sıradan öyküler coğrafyası hayat, inkâr etmedim

Çürüdüm kendi mezatlarımda, duçarlık bilmedim

Irak bir seraptı yaşamak, kendi çöllerimi geçtim

 

Yosun bakışlı bir kadından öğrendim ben sevmeyi

İhanet atlas bir libas, türküler yazdım hep uğruna

Safir bakışıyla deldi göğsümü, aldı dokunmazlığına

Devrik cümleler gibiydi özlem, karıştı anlarla kanıma

Sevinç altın seccade, diz çöktürdü sevdikçe varlığına

 

Gönlümün aynalarında bayram, dön sem/azen aşka

Sancılar çöreklenmeden tenime, şükürler sür alnıma

Kar yağmış şakaklarıma göçmen kuşlar yuva yapsa

Acıktım gözlerinde sabahlamaya, bir yel sana savursa

Üşüdüm bekleyişle yar, sensizlik düşmanım olmasa

 

Selahattin YETGİN

( Aşk Göğsümde Asırlık Yara başlıklı yazı S. Yetgin tarafından 11/21/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.