Online Üye
Online Ziyaretçi
1
Tut ki;
Farklı bir zaman
Bilinmedik bir mekân
Henüz yolu yarılamamış
iken…
Diller lal,
Kulaklar sağır,
Muzip bir tebessüm
yüzünde beliren, zaar.
Efkâr ne kelime
Neşe, aşk’tan sonra
gelen
İlk iki hece.
Yol yakın,
Hüzünler bize dargın
Güller pembe, kırmızı
Kalbimde ince, derinden
bir sızı.
Söze ne hacet,
Gözlerdir her şeye tek
namzet.
Tut ki;
Başka bir zaman
Yeter ki; tut elimi,
Yapraklar dönmeden
kırmızıya
Yağmurlar yağmadan,
Vakit geçe dönmeden.
Ilık bir meltem
Alıp, götüren çok
uzaklara,
Yorgun bedenim
Dinlensin hüznün
rehavetinde.
Tut ki;
Yıldızlar şahit olsun
Gecenin hükmünde.
Tut ki;
Dinsin şu fırtına
Aciz gönüllerde…