Online Üye
Online Ziyaretçi
Mutluluğa
İlk Temel
Bir insan en çok ne ister? Mutlu olmak ister her şeyden önemlisi huzura kucak açmak. Çevresin de ‘Sadece fotoğraf çekilirken gülümseyen’ insanlar değil de gerçekten mutlu insanlar ister.
Peki, gerçekten var mı öyleleri? Tabi ki de yok! Olamaz da zaten. Sokakta geçen insanları izledim bu gün. Kiminin suratı asık, bazıları üzgün belli ki dertleri can yakan cinsten kimisi de çevresine yansıtmadan üzülüyor yüzün de hafif bir tebessüme yer ayırarak.
Sahi o gülen, üzülen, karamsarlığa bürünmüş maskelerin altın da ne var? Tek derdi olan ben değilim, sen değilsin. Bu Dünya da parasıyla her şeyi alabileceğini sanan zenginlerin bile bir derdi var. Üzülüyorum… Çünkü insanlar gülümsemiyor herkes bir maske takıyor makyaj gibi.
Bilmem ki bu satırları neden doldurdum. Belki de birikmişliğim var satırlarda. Satırlarımda gözlerini gezdiren her kimse düşünüyor değil mi? ‘’Bende Mutsuzum benim de derdim var fakat tek derdi olan da ben değilim herkesin dile getiremediği bir derdi vardır mutlaka.’’ Diye kendi aklında gezdiriyor düşüncelerini. Sonra da hak veriyor yazdıklarıma.
Mutluluk da mutsuzlukta bizim avuçlarımızda saklı. Biz hangisini vitrine koymak istersek onu koyarız. Zaten bir gün öleceğiz. Ne gereği var ki bir şeyleri dert edinmeye. Sorunlarla boğuşmaya. Yapmamız gereken tek şey ibadet etmek. Bir de gerektiği şekilde geleceğimize zemin hazırlamak. Başka? Yok. çünkü zaten ne yaparsak yapalım hiç bir şeyden memnun olmayacağız yaptığımız en mükemmel şey bile olsa iki kat daha fazlasını isteyeceğiz. İnsanoğlu yetinmek nedir bilmiyor ne yazık ki.
Sevmediğiniz şeyleri sevmeye çalışın bir iki üç! Artık nefret ettiğiniz ne varsa sevdiğinizi düşünün. En sevmediğiniz arkadaşınızın iyi yönlerini düşünün. En sevmediğiniz dersi neden sevmediğinizi, nasıl sevebileceğinizi, sevmeseniz bile o derse muhtaç olduğunuzu düşünün. Bazı şeylere mecburuz.
Kimse mutlu olmadığı bir şeyi yapmak ve yaşamak zorunda değil ki. Hele ki sevmediği bir insanla yan yana durmaya, Mutsuzken mutlu görünmeye bunlara mecbur değiliz. Ama mutlu olmak için mutlu olmayı bilmek gerekir çoğu zaman.
Yanınızdan geçen mutsuz birini gördüğünüz de selam verin ona. Önce şaşırıp sonra mutlu olacaktır. Sevmediğiniz bir arkadaşınıza günaydın diyerek bir adım atın. Koca bir aptal olduğunuzu düşünür ama siz iki üç kez tekrarladığınız da o da mutlu olur ve arkadaş kazandığınız için sizde kazanmış olursunuz.
Mutlu olmak her zaman sizin elinizdedir. Siz bir adım atmazsanız kimse ikinci adımı atmaz. Unutmayın mutluluk cesaret gerektirir.
Büşranur Erayabakan