FİDAN ELİNDE FİDAN

 Onlar benim minik tohumlarımdı. Vara yoğa atılmayacak kadar kıymetli özel… Nadide yerlerde en iyi şartlarda yetiştirilmeli, hayata hazır kılınmalıydı onlar…

Köklerini çürütmeden çimlendirmek, dallarını kırmadan, çiçeklerini dökmeden, büyütmek itina işiydi.

  Gözlerim onların güneşi ışığı, kollarım sıcağı, avuçlarım dayanakları ve gönlümden akanlar ise suları idi.

Yaşama tutunma sahnesinde büyük rol bendeydi şüphesiz, anne babadan sonra. Bazı yerlerde de onlardan önce…

   Minik tohumlarıma, bir tohumdan gövdeye geçişi kendileriyle bir ağacı özdeşleştirerek anlatmak ve tabiata katkı adına, insanlık adına, bir çaba adına fidan dikimine götürdüm…

  Her öğrenci sınıfımda bir renkti ayrı bir motifti… Tabiatta da yeşilin farklı renk ve motifleri vardı. Onlara bunu somut şekilde kavratmak adına yeşilin farklı tonlarında kumaşlar getirmelerini istedim. Onlar o yeşil parçaları birleştirdikçe, yüreklerini, ellerini, gülücüklerini de birleştiriyorlardı. Ve o arada da öğretmenlerinin yazdığı DOĞA adlı şiiri koro halinde okuyorlardı.

DOĞAYIM BEN
Doğayım ben,
Dağım, tepeyim, yankıyım…
Kucaklarım her sesi ,her nefesi.

Doğayım BEN,
Tohumum, toprağım,
Avuturum böceği, çiçeği…
Güneşin ayakucunda,
Gökkuşağını sarıp belime,
Tel tel tararım saçlarını bulutların…
Ve damla damla inerler ellere…

Ben doğayım, yıldızım, ay’ım.
Sallarım göğsümde bebecikleri.
Kucakladığım lacivert mavilerden,
Işıltılar zıplar, yıldız yıldız gözlere.
Doğayım ben,
Ağacım yaprağım.
Gölgeme düşmüş, kahve çizgilerdeki hüznü,
Matem dokuyan sarı çehreli yüzü
Sararım/ sarıp sarmalarım!

Ve sökerim!
Yağmur yüklü düşleri
Akar da akarım…

Doğayım ben,
Dereyim denizim…
Çağlarım, coşarım sevda ezgileriyle
Ve alıp götürürüm paslı yürek zincirlerini.

Doğayım ben.
Arıyım, kelebeğim.
Dokunurum, öperim çiçekleri.
Uçururum toz kanatlarımla incinmişlikleri.
Ve sükûnetime gömerim,
Tırmalayıcı tüm sesleri…

Doğayım ben, doğa da ben.
Avunuruz, avuturuz birbirimizi…

 

Doğaydık biz, doğaydı onlar. Nasıl iç içeydi her şey kainatta…


   Nasıl mutlu idiler… Ve kocaman bir yaprak dikildi. Aslında kocaman bir yürekti ortaya koyulan. Bir neslin imarıydı doğaya sunulan katkının gölgesinde. Bir neslin inşası  idi bu.

  Sevgi, neşe, huzur, saygı, hoşgörü ile lezzetlenmiş bir nesildi arzum… Vatana, millete, doğaya, aileye, insana, yaratılmış mahlûkata değer veren, kişiliği oturmuş nadide insanlar olmalarıydı çabam.

Ah kuzucuklarım…

Yüreğim oynar sizler ile ilgili bir olumsuzluk hissetsem… Temizlerim daim ayrık otlarınızı dibinize ilişen. Güller dikerim kıyınıza köşenize. Gölgelikler yaparım çınarlardan söğütlerden. Siz incinmeyin solmayın diye…

Çıkalım hadi doğaya. Size özdeş fidanlarınızı dikin bakalım, toprak ananın bağrına. Benim sizi diktiğim gibi. Dikin elinizdeki fidanları… Göversinler büyüsünler siz gibi. Sizde sularını verin sevgilerini eksik etmeyin. Benim size verişim gibi.

Ah körpe fidanlarım. Yavrularım. Taş dokunmasın sizin tırnağınıza. Sizde dikerken temizleyin fidancık’ların dibinden taşları. İncinmesinler.

İncinmesinler…

Siz onlar, onlar siz… Tabiatın en masum varlıkları. Yetişin serpilin, hava olun, nefes olun, renk olun, ses olun, güzellik olun …

Sevinsin kâinat varlığınızla övünsün insanlık…

Odunsu bir gövdenin; dalları, yaprakları, çiçek ve meyveleridir kendine bağlayan… Çıkmalı insanda kabuğundan. Dal yaprak çiçek meyve olmalı yavrucaklar…

Yeryüzü sizden çok şey bekler minik tohumlar körpe fidanlar… Sizi ziyan etmemeliyim. Sizde elinizdekileri.

Tutunamadığımız dalların gövdesinde biz
tutamadığımız dalların ucunda narin izler vardır
...

                                                                                                                              nilüfer zontul aktaş 

( Fidan Elinde Fidan başlıklı yazı Zontul tarafından 14.04.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.