KUR’ANDA ÖVÜLEN O YÜCE VARLIK…

 

Mayıs ayında çok önemli günlerin anmaları ve kutlamaları yapılır. Bu yazımıza konu olan gün ise her yıl Mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanılan Anneler Günü. Bu günün ne zaman kutlanılmaya başlandığını, kim tarafından böyle bir gün tasarlandığını yazacak değilim. Hatta böyle önemli bir varlığımız olan annelerimizi yılın bir gününde kutlamanın ne derece doğru olduğunu da tartışacak değilim. Dahası bu günü sırf ekonomik açıdan değerlendirip kazanç sağlayanların varlığından da bahsetmeyeceğim.

 

Yazacak o kadar çok söz var ki; esas konumuz olan anneleri geri planda bırakır kuşkusuyla burada onlara değinmeyeceğim. Bizlerin dünyaya gelmemizde ne zahmetler çeken, Hz. Peygamber (sav) tarafından “Cennet, anaların ayakları altındadır” diye müjdelenen varlık sebebimiz annelerimizin aslında adı konmamış birer melek olduklarını bir hikâye ile anlamaya çalışalım. Aslında ne kadar büyüsek de annelerimizin gözünde hâlâ çocuk değil miyiz?

 

“Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir çocuk varmış.

 

Bir gün Tanrı'ya sormuş;

-Tanrım, beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler. Fakat ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki, orada nasıl yaşayacağım?

-Tüm meleklerin arasında senin için bir tanesini seçtim, O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana her gün şarkı söyleyecek ve gülümseyecek. Böylece sen onun sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın.

-Peki, insanlar bana bir şey söylediklerinde, dillerini bilmeden, söylediklerini nasıl anlayacağım?

-Meleğin sana dünyada duyabileceğin en tatlı ve en güzel sözcükleri söyleyecek. Sana konuşmayı, dikkatle ve sevgi ile öğretecek.

-Peki, ben seninle konuşmak istersem ne yapacağım?

-Meleğin sana ellerini açarak bana dua etmeyi de öğretecek.

-Dünyada kötüler olduğunu da duydum. Beni onlardan kim koruyacak?

-Meleğin seni kendi hayatı pahasına da olsa koruyacak.

-Fakat ben seni bir daha göremeyeceğim için çok üzgünüm.

-Meleğin sana sürekli benden söz edecek ve ulaşmanın yolunu öğretecek.

O sırada cennette bir sessizlik olur ve dünyanın sesleri cennete kadar ulaşır. Çocuk gitmek üzere olduğunu anlar ve son bir soru sorar:

-Şimdi gitmek üzere isem, benim Meleğimin adı ne?

-Meleğinin adının önemi yok yavrum. Sen onu, 'ANNE' diye çağıracaksın.”

 

Hepimizin, ortak adı “ANNE” olan Meleğimize vereceği bir hediye vardır elbette. Ben içimden gelen duygularımı dizelere dökerek tüm annelere ithaf ediyorum. Kabul buyursunlar lütfen.

 

ANNELER

 

Kur’an da övülen o yüce varlık

Asalet timsali vakar anneler

“Öf deme*” yeter, çekmezsin darlık

Gönülden gönüle akar anneler.

 

Neden yaratılmıştır, cismi ne?

Bilmem ki melek mi, ismi ne?

Siyah beyaz sararmış resmine

Islak gözlerle bakar anneler.

 

Çırpınır durur hep ömrü boyunca

Yılma bilmez hiç, gider huyunca

Yavrusu zorda imiş duyunca

Kendini ateşte yakar anneler.

 

Senden başkasını görmez gözü

Toz kaçsa gözüne yanar özü

Hakikat yolunda söylerken sözü

Mıhlarcasına çakar anneler.

 

Nene Hatunlar, Kara Fatmalar

Onlardan daha binlercesi var

Söz vatansa dinlemez evladü yar

Silahı beline takar anneler…

__________________________

 

*“Rabbin ancak kendisine kulluk etmenizi ve anne babaya iyi davranmanızı emretti. Onlardan (anne veya babanızdan) biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa sakın onlara öf bile deme, onları azarlama; her zaman onlara güzel değerli sözler söyle, acıyarak onlara daima kucak aç ve yumuşak davran ve “Ya Rab beni küçükken bakıp büyüttükleri gibi sen de şimdi onlara acı, diyerek dua et! ” (İsra; 23-24)

( Kuranda Övülen O Yüce Varlık... başlıklı yazı Halil MANUŞ tarafından 11.05.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.