// Bizimle beraberdi yorulmuş onca yıllar Ne aradık ne sorduk arkamızdan nasıllar //
Şaşaalı bir vaktin uyandık gölgesinde Gözden akan uykunun kalmıştık neresinde Bu nasıl haldi böyle aydınlıktan şaşırıp Geliş gidiş yönünü çizgisinden taşırıp Hem zeval hem uyuşuk, üstelik acıkmıştık Kendine gelmemizden kalabalık çıkmıştık
Yoklayıp heybemizi bulup ekmek arası Nimete şükrederek tam yemenin sırası Benliğimizde gurur ruhumuzda ihtilal Erişip sırrımıza güçsüz bulunca melal Zerrede parçalandık gezemeden küreyi İzzeti nefisimize sormadık hiç süreyi
Hemen tezata düşüp yıkıp viran eyledik El bağını yeşertip güzel diye söyledik Onca şeyden kaçarak tek koyduk ya mahremi Hararet oluğunda düşündük namahremi Var mıydı sözümüzde yorgan döşeği satmak Var mıydı kir pas döküp tozu dumana katmak
Madem azizdi canan, cana yakın dururken Hiç yakışık almadı yerden yere vururken Demek ki fazlacaydı hülyaların sadesi Demek ki bitecekti mutluluğun vadesi Her hâli tek çırpıda unutup düşman olduk Gürleyerek bin parça dağılıp pişman olduk
Sineye ateş düşmüş, kaygıyı taşıyan biz; Kaygımızın içinde saygıyı taşıyan biz Biz ki; bunca sorguyu cevaplarken iç çeken Biz ki; soluğumuzda bitmemiş fidan diken Ya dönüp halimize bakalım ince ince Ya da kahrı gömelim boyumuzdan derince.
( İhtilal başlıklı yazı Nezahat KAYA tarafından 8/6/2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.