…KEŞKE SOKULMASAYDIN YÜREĞİME…

Ey sevgili !

Yine sensiz,

yine uykusuz

Ve

Yine yorgun gecelerimin şafağındayım

Yazamadığım sözlerimin satır aralarındayım

Sana kurulmuş bir saat gibi

Akreple yelkovanı şahlanmış bir yürekle

Yokluğunun ayazındaki kahır yaralarındayım.

Seninle dolmuş yüreğimde öylesine ‘’sen’’im ki’’

Her aynaya baktığımda sanki

Kirpiklerimle kana kana hasretini içiyorum

Seni bana getirmeyen geceleri gözlerimle biçiyorum

Ey uzaklardaki düşüncelerimin esiri !

Görmüyor musun, bak !

Bu şiirler senin sevdanın eseri

Dönmeyeceğini bilsem bile

Yine de sana sürüyorum zamanı dizginlerinden tutarak

Ve

Her geçen an yokluğunda biraz daha eriyorum ince ince…

Çıkmaz olduğu halde yollarımın rotası yine sanadır yâr

Sürgünlüğüm sona erdiğinde,

Gölgemi gölgene serdiğimde,

Ansızısın bir sabah gördüğünde

Sarılır mısın yine eskisi gibi, söyle sevgili ?

Bak !

Yıldız yıldız akıyor çileler saçımdan

Sensiz solan bağrımsa, olmuş virân

Öksüz feryâtlarımda bile tütmez oldu duman

Ümitsizlik kılıçtan daha keskin yâr!!!

Bir çivi daha çakıyorum hüzünlerime

Namevcut bedenim zonkladığında…

İşte o zaman

Kavrulduğum yangınlarımın küllerinden doğuyorum

kimsesizliğe…

Yol vermez oluyor Kafdağı.

Ne çilemi soran,ne de sırtına alan var

Ektiğim umutlarım sökülürken gönül bağımdan,

Kaç isyan boğdum bak satır aralarıma,

Ve

Koy verdim kendimi içimde kopan fırtınalara çaresizce .

Bu aşkın meskeni sanki sırça

Çırpındıkça dağılıyor bak, paramparça…

Nasıl da sevmiştim seni oysa…

İstediğim sadece

Her sabah yüreğinde güneş olup doğmak,

Sevda bahçende senin için renk renk açmak,

Ruhunun deltalarında el ele dolaşmak

Ve

gözlerine bakarak seninle aşka doymaktı sevgili

Yatırsalar bile bedenimi musalla taşına,

Yinede mendil olurdu ruhum

Gözünden akacak her damla yaşa..

Bırakalım artık düşmesin dilimizden “eyvah”

Bu aşk sevaptır bir tanem, değil, günah

Bilmem sana hâlâ doğuyor mu güneş ?

Ama gittiğinden beri bana olmuyor sabah

Aç hadi ! gözlerindeki kepenkleri

Kır hadi ! yüreğindeki kelepçeyi

Dök isyanlarını ! göğsüme kepçe kepçe

Son kez de olsa kondur bir vedâ bûsesi dudaklarımın kıyısına

Bu ayrılık beni omuzlarda götürmeden son göçe

 Keşke !

Keşke !

Çöreklenmiş kuşkularınla sokulmasaydın yüreğime yâr..

 

 Şafaknur YALÇIN

 

( Keşke Sokulmasaydın Yüreğime başlıklı yazı şafaknur tarafından 10.08.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.