Ayasofya'yı kapatan kararnameyi hiç merak ettiniz mi ? Bence merak etmelisiniz çünkü öyle şeyler varki üstünde yalan olduğu her halinden belli bir belge durmakta karşımızda. Ben merak ettiğim zaman kararnameye ilk baktığım da gözüme çarpan Atatürk'ün imzası oldu. Öyle bir değişik imza ki bildiğimiz hiçbir imzasına benzememektedir. Ne 1934 yılından önceki imzalarına nede soyadı kanunu çıktıktan sonra Atatürk soyadı ile attığı imzalara benzemektedir. Neyse kararnameyi incelemeye devam edelim. Atatürk'ün imzasında bir ''M'' harfi olduğunu görüyoruz. İlk önce Mustafa'nın M sidir desemde sonra iyice kontrol ettiğimde M harfi olmadığını Atatürk'ün A ile T harfine bağlanması ile oluştuğunu görüyoruz. İmza zaten ilk defa gördüğümüz bir imza normal olarak tuhafıma kaçıyor ve o malum soru aklıma geliyor. Acaba imza taklit mi ?
  Sonraki araştırmalarımda 24 Kasım 1934'te hala Ulu Önder'in soyadı olmadığı ortaya çıkıyor. Yani soyadı kanunu çıktıktan 5 ay sonra kendisine Atatürk soyadı verilen Mustafa Kemal Paşa resmi olarak Atatürk değildi. Nasıl mı ? 24 kasım 1934 de TBMM'de onaylanan Ulu Önder'e Atatürk soyadı, kararname imzalandığı zaman daha Resmi Gazete'de yayınlanmamıştı. Yayınlanış tarihi 27 Kasım 1934'tür. Yani Atatürk'ün atmış olduğunu düşünsek bile imza geçersizdir.
  Ayasofya İstanbul'un fethinde Fatih Sultan Mehmet'in gözbebeği olmuştur. Hatta 1453'te camiye çevrilceği zaman insan mozaikleri hariç neredeyse hiç dokunulmamıştır. Hatta ve hatta hain(!) ilan ettiğimiz Osmanlı Devleti'nin son padişahı Sultan Vahdettin İstanbul işgal olunduğunda etrafta İtilaf devletlerin Ayasofya'ya çan takacağı söylentisi üzerine kendini korumakla görevli ve Osmanlı'da ki silahlarına el konulmamış olan tek birliğe ''Ayasofya'ya yaklaşan olursa eteş edin'' emrini vermiş,askerleri Ayasofya'ya mevzilendirmiştir.624 yıllık Osmanlı Devleti'nin en büyük mirasını neden ibadete açılmadığını ve hangi zihniyetle kapatıldığını merak ediyorum. Belki de Osmanlı'nın bize kalan her şeyini yıpratma fikridir. Nede olsa Osmanlı'dan bize kalan dervişleri,şeyhleri ve imamları bir günde cahil eden zihniyetle aynı zihniyet değilmiydi.
  Zaten şuanda kararname kayıptır. Bize orjinal denilerek yutturulmak istenen belge sahte olduğu ortaya çıkmıştır. 1990 yıllarında İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir laboratuvarda incelenmiş imzanın sahte olduğu ortaya çıkmıştır.Ha birde Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu (TTK'nın eski başkanı şuan MHP milletvekili) bu belgeyi (orjinalini) merak etmiş, böyle bir belgenin Meclis Arşivinde bulunmadığını kendilerine resmi olarak bildirilmiştir. Yukarda bahsettiğimiz belge de zaten DP'nin sıkıştırması sonucunda ortaya çıkarılan bir belgedir. Ha yok illa var diyende varsa açık açıık getirsin göstersin bize bizde susalım. Böyle saçma sapan belgelerle saçma sapan yasaklar koyulmuştur. Sizide vicdanınızla baş başa bırakıyorum.
( Ayasofya Kararnamesi başlıklı yazı seyfullah tarafından 6.10.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.