Takvalı çığlığını giydirir
gölgeler geceye.
Okunmuş suya bakar gibi
 bakarım emanet güne
Her dalış binlerce vurgundur
içsel derinliğime...



Sahipsiz bir yetimin
hücrelerimde atar yalnızlık..
Gerçekle aramda örülür
aşılmazın çıplak  duvarı 
Saçılır tohum gibi 
hazzın sefil cümbüşü...



 Bir nefes payı çoğalır
 fırtınayla söz kesen yanım.
Uyku ile uyanıklık arasında
dönenceler ısmarlarım.



Kapısız duvarlar tırmalar içimi
tek başıma ölürüm
dirilirim sonra tek başıma
Soluğum sanki delici gün ışında 
harmanlanır  bir rüyanın içinde
Ateşin kanadında titrer
 lâl kesiği sancılarım...



Sessizliğin  zikrinde
tavaf eder seferler.
Cam bir kavanozdan bakarım
iç içe geçmiş iki  odaya.
Huşu ile yaslanır kendi omzuma
karşılarım sabahı ezanla...
 


Savrulan yapraklar yarışır  saçlarımda
Nabzımda atar  deruni ateşler
Besmele ile iliklerim  gömleğimi
Avuçlarıma sığınırım ufuk çizgisinde
fısıldarım  şükür ile Rabbim'e
 kabul görsün duam diye...


Ferda Özsoy



( Rüya başlıklı yazı ferda'ca tarafından 10.10.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu