NEŞE CÖMERT’İN
ŞAİR AHMET AYAZ
İLE ROPORTAJI
Gaziantep Güneş Gazetesi 01 Aralık 2014
1-Sn. Ahmet AYAZ; Türk Edebiyatına yaptığınız katkıları bilenler bilir.
Yetişen yeni nesil şair-yazarlarına tavsiyeleriniz var mı?
Ayaz, Benim nesir yazılarım, öykülerim var ama, yazarlık konusunda
konuşmaya kendimi yetersiz buluyorum.. Şiire gelince, çok okusunlar, Türk
şiirine ihanet edenleri kendilerine örnek almasınlar. Her zaman ki dediğim
gibi, Bedri Rahmiyi, Karakoçları, beş hececileri, Arif Nihat Asyayı okusunlar
derim.
2- Sn. Ahmet AYAZ; Geçtiğimiz yıllardaki edebiyat akımlarını
incelediğimizde, bugün için Ülkemizde Edebiyat /Kültür/Sanat adına neden
yeterli gelişme gösterilmedi sizce?
Ayaz, Ülkemizde yazanlar okuyanlardan daha çok desem yeri var. Vatandaşlar okuma
heveslisi değil, yazma heveslisilerdir. Ekmeden biçilmez. Okuyup şiiri
taaanıdıktan sonra yazılır. Ben Ankara
Üniversitesine bağlı TÖMER’in yayınladığı derginin yazı kurulunda
bulundum. Edebiyat öğretmenlerimizin şiir diye yazıp gönderdikleri yazıları
okuyunca. onların adına ben utanırdım. Gaziantep'te edebiyattan anlayan
edebiyat öğretmenlerimizde elbet vardır.
3- Sn. Ahmet AYAZ; Günümüz gençliğinin Edebiyat’a-şiire bakışını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Boşlar demeye dilim varmıyor. Allah’a bin şükürler olsun, şiir meraklısı
bir çocuğum yoktur. Gençler şiir kitabı yapıyorlar içinde şiir yoktur. Bir de
imza günü düzenliyorlar. Vallahi onların adına ben utanıyorum. Tatlısese
sordular. Oğlunun sanatçı olmasına ne dersiniz? Olursa benim gibi olmalı dedi. Ben şiire edebiyata karşı değilim. Ama bu işi bilip yapmalı. Bilmeden bana şair desinler
diye kitap yapılmaz. Yaparlarsa, yaptıkları matbaa baskısı çöpe atılır.
4- Sn. Ahmet AYAZ; Popüler Edebiyat! Kirli Edebiyat diye tabir edilen,
günümüz Yazar ve şairlerinin kitapları yok satıyor. Nerede ise 100.000 ve
üstü baskılar yapıyorlar. Bana göre geçici, Sizce de bu geçici bir furya mı?
Ben yüz binlerin baskısına inanmıyorum. Yukarıda da dediğim gibi,
ülkemizde okuyucu sayısının , yazar sayısından az olduğu bir ülkede 100.000
ler satılmaz. Satılması da imkansızdir.
5- Sn. Ahmet AYAZ; Yüzlerce niteliksiz, içi boş kitaplar sürülüyor
piyasaya. Her gün yeni şair-yazarlar İmza günlerinde boy gösteriyorlar. Sizce
kalıcı olmak bu aşamaları zorunlu mu kılıyor?
Masadan kaldırılmayıp da okunacak şiir kitabı çok az. Orta yerde dolaşanlar siyasetin gücü ile
gündemdeler. Asıl gündemde olması gerekenlerin adlarından söz edilmiyor.
Kalemi güçlü dostlarım var. Burada adladrından söz edemiyorum. Unuttuğum
kayda değer birisi olurda utanırım diye.
6- Sn. Ahmet AYAZ; Edebiyat bir derya. Bu deryanın içinde asil
yüreğinizle yıllarca çalışıp, çaba gösterdiniz. Bu ömürlük süre zarfında, en
çok içinizi yakan ve sizi en çok mutlu kılan neler oldu?
Sızı isimli şiir kitabımı okuduktan sonra beni, rahmetli Bekir Sıtkı
Erdoğan’ın telefonla araması ve
dilerim ölünceye kadar yazasınız demesi,. Abdurrahim Karakoç’un üç defa
haberim olmadan Vakit Gazetesinde adıımdan söz etmesi,” Askerin türküsü” adlı
şiirimin Tuğgeneral Zafe Özkan tarafından bestelettirilerek 10. P.Tugayı marşı yapılması. Şehitkâmil
Belediyesinin Sosyal İşler Müdürü iken,
Hülya Ufacık Hanımefendinin beni arayıp, “Yankılı Sesler adlı şiir
kitabımı, Gaziantep Çocuk Yuvası yararına,
basımını sağlayıp, satması ve buna benzerleri.”
7- Kıymetli büyüğüm son olarak; hayatı birkaç cümle içinde tanımlamanızı
istesem, ne dersiniz?
Yazmak ölümsüzlük derim. Ama bizden öndeki büyükleriimiz gibi yazarsak Ölünce mezar taşıma aşağıdaki
beyitin yazıllmasını isterim.
“İhanet, iftira etme âlime,
Edepsizlik şöhret değil zalime”. İle sözü bitiriyorum.