O içimizin imbatıyla ruhumuzu okşayan rüzgârın yelesinde bir kardelen
Kırılmış pervanelerimizin sivri çarklarına polenlerini serpiyor semazen
Ölümün ütopyalarını aşarak ruhumuzu hallaçlara bölen eskimiş düven
Hangi düşümüz ayrılır sürüden, o kardelen değil mi ruhu tarumar eden!

 
Yara geceyle sarılmazsa iyileşmezmiş, düş yorgun bir ayraç ellerimizde
İlk yazlar ne çabuk geçti ah, incinmemiş yer kalmamış ki tenimizde
Dönüşü olmayan yerlerde ağlarız, gözyaşlarımız inciye sevdalı deste
Karıştır şiirlerimi aşkın ateşiyle, bölünmüş bölünmemişiz, ne çare.
 
Henüz üzerimize yıkılmadan bu taştan kubbeler, vakit yeniden aşk olur
Kimi terk edilmiş bir oda ararız kendimize, kimi avuçları hüzün doldurur
Sözcükler bir enkaz gibi yatar yüreğimizin izbelerinde, dağlar mor olur
Tükenir özlemin kandili ah, uzaktan bir çakal, ya da kurt uluması duyulur
Yüreğimizde inceden bir telaş, yerler diz boyu kar, kimi de yangın olur.
 
Geçit ararız aşka, özleme ve sevgiye uzanan, tırnaklarımızla dağları ufalarız
Ömrümüz ardımızdadır, kalanı avuçlarımızda, yürürüz sevgilere yol buluruz
Yolumuz aşksa, kim tutar yüreği, tarifsiz yalnızlıkları denizlere savururuz
Gönlümüzün en derinlerinde küle dönüşmeyen harlı ateşle biz oluruz.
 
Tüm bunlardan sonra gül bakışlım;
Bir kuş sürüsü havalanır gelişinle
Sesin ruhumun kelepçelerini çözer
Susar deli akan nehirler
Okşarım saçlarını yağmurca
Kalkar üzerimden kara bulutlar
Yudumlara bölüp yüreğini
Ellerimi saçlarında ilmekleyerek
Özlemlerim kadın ruhunu okşar
Gözlerinin derin girdaplarında yiterim
Islak dudaklarını santimetrekarelere bölerim
Nefesin yüzüme öbeklendiğinde sevda bakışlım
İşte o an, dilersen nefessiz kalayım
Hıncın destelerini dağıtırız o an seninle 
Ellerin tenimdeki bütün etleri paralar hiddetle
Dokunuşlarınla yüzyıllık öfkelerim patlar sevinle
Geçerim ruhunun bütün patikalarını
Yaşatırken bana asırlardır yaşayamadıklarımı.

Terli bir düşün içinde kaybolup
Islanalım yar kendi içimizde, derinlerimizde
Uyuyalım sonra, o yorgun gecenin irinli cevherinde
Nefesinin yeli içimde dolaşırken
Ben sana şiirler yazayım hoyrat düşlerde
Ellerin uyandırsın beni
Dilinin canhıraş ıslıkları ile gecenin bir yerinde
Sonra yine başlasın ayin
Yeniden dökülsün sularımız birbirimize
Hazla avuçlayıp tutkunun sularını
Sabrımla aşayım asırlardır açılmayan bekâret surlarını…

 
Selahattin YETGİN

 

( Terk Edilmiş Bir Odadır Aşk.. başlıklı yazı S. Yetgin tarafından 27.12.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.