En sıkıntılı anda Peygamberin yanında,
Cebrail zuhur edip tam vakti zamanında,
Binlerce alameti görmeye davet eder,
Kâbe’den yola çıkıp Kutsal Aksa’ya gider.
Enbiyayla buluşup onlara imam olur,
Haceru’l-Muallâk’la semâvâta koyulur.
Birinci kat semada Hazreti Âdem vardır,
Muhammed’i görünce babamız bahtiyardır


Burak sırlı binektir erişilmez hızına,
Ses ile ışık bile kavuşamaz tozuna.
Hem yatay hem dikeydir mesafeyi uçuşu,
Havsalaya sığmaz ki tüm katları geçişi.
Ne bir sarsıntı verir, ne hedefi şaşırır,
Sanmayın bunca işi tek başına başarır?
İkinci katta İsa, teyzesi oğlu Yahya,
Arşla dünya arası Nur-u Muhammed mahya.


An ve mekân ötesi harikulade gezi,
İman ile bilimin esrarengiz sentezi.
Meçhul göğün katları yalnız Ahmed’e ayan,
Yukarıdan aşağı gelir ilahî beyan.
Rahmet dahi oradan üzerimize yağar,
Rahmana kul olanlar damla damla nur sağar.
Üçüncü katta Yusuf karşılar Peygamber’i,
Güzelliği Resul’den birazcık daha geri.


Orta yere varınca hassas denge kurulur,
Bunlar nasıl katlar ki, kapı yine vurulur.
Sanki beşer aklına uyması için böyle,
Yoksa bu anlatılan malum bab değil öyle.
Bir güzergâh ki izi asla bilinmez rota,
Âlemlerin Rabbinden gelmektedir tek nota.
Dördüncü katta İdris aleyhisselâm bekler,
İlkyazı yazan terzi, muhabbetini ekler.


Yerden uzaklaşılmış istikamet meçhule,
Ne benzer dağla taşa, ne oda, ne hiç hole.
İsrâ, bedenle gidiş; miraç, yukarı çıkmak,
Burak, cennetten araç; refref, mekânı yıkmak.
Uydu sistemleriyse çok gerilerde kaldı,
Yaşanan bu vaziyet ne sihir, ne de faldı.
Beşinci katta Harun Efendimizi sarar,
Saygısını gösterip hâl hatırını sorar.


Sürekli genişleyen evren başı döndürür,
Burak’ın hızı ancak harareti söndürür,
Gelecek nihayetsiz Rabbin gücüne eş yok,
Yukarıda hava yok, aydınlatan güneş yok.
Muhammed Mustafa’nın parıldayan nuru var,
Tereddütsüz inanan ümmetin onuru var.
Altıncı katta Musa başka karşılar O’nu,
Ümmetin çokluğuyla namazdır asıl konu.


Artık en son katmana nihayet gelinmiştir,
İlk altı kat tamamen iyice bilinmiştir.
Her biri öncesini kapsar alıp içine,
Belki cevap bulunmaz neden ile niçin’e.
Kesretten kinaye mi doğru değilse yedi,
Ama doğruluğunu Hakk ile Nebi dedi.
Yedinci katta ise İbrahim Ata gözler,
Torununu görünce söyler övücü sözler.


Cibril’in gidemeyip Resul’ün çıktığı yer,
Sidretu’l-Müntehâ’dır işte Allahu ekber.
Rab ile mülakidir tahiyyatla başlayıp,
Ümmeti unutmadı zerre kadar boşlayıp.
Cennetle cehennemim her bölümünü gezdi,
Ezelden ebede dek birçok gerçeği sezdi.
Gelirken boş dönmeyip üç müjdeyi getirdi,
Bu şekilde miracı esrarıyla bitirdi.


Birinci müjde namaz, namazsız Mümin olmaz,
Dünya fidye verilse onun yeri hiç dolmaz.
İkincisi Bakara sonunda iki ayet,
İmanın şartlarıyla dualar açık gayet.
Üçüncüsü, şirk yoksa kulun affı muhtemel,
Her şeyden önce malum iman amelde temel.
Allah’ım yücelt bizi aşağıya düşürme,
Asilerden sayarak cehennemde pişirme.


MFK
( Miraç Kandili Mübarek Olsun başlıklı yazı MFK tarafından 5/14/2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu