Senle aramızdaki mesafeler
Engel değil aynı gökyüzünü paylaşmamıza..
Ve uçan bir martı çığlığında hatırlamak telaşlı günleri
Bir vapurdan atılan simit parçalarını alma yarışındayken
kuşlar
Gözlerin bana bakarken nasıl da davetkârlar..
Senle ben bilinmez bir zamanın içinde kaybolan iki kişi
Talihsiz saatler alarm verirken ömrümüzün kalan anlarında
Hiçbir şey engel değil
hissetmeme kalp atışlarını..
Aldığımız nefesin kirasını vereceksek bir şekilde
Üstü kalsın der çeker gideriz gerekirse..
Biz çıktığı yolda kaybolmuş iki yolcu
Birbirimizin nefesini pusula ediyoruz ya kalbimize
Ölümden başka hiçbir şey engel değil seni düşünmeme
Ancak nefesim kesilirse
Duracak olursa bu kalp
O zaman yolumuz da bitecek yolcuğumuz da diyerek
Geldiğimiz gibi gideriz hayatlarımızdan garip bir
tesadüfle..
Dünya üzerinde kimse yok şimdi
Sen ve benden başka
İnceden bir yağmur yağıyor dışarıda
Yağmura susamış kurak toprakların kokusunu çekiyoruz ciğerlerimize
Bir yusufçuk havalanıyor kanatlarındaki bereketle..
Hadi kapat güzel gözlerini ve dinle
Senle benden başka kimseler yok bak şimdi dünya üzerinde…
Kurduğumuz hayallerden ötürü bize kesilen bu ceza
Düşüncelerimizdeki havalanan yusufçuklardan dolayı kurulan
bu darağacı
Bilmezler ki bu yola
çıkarken biz,
Bırakmadık ki göze
almadık bir acı..
Ey sevgili…
Ve gönlümün görüp göreceği en sevgili…
Bir tek hasretin baltalıyor irademi..
Bir tek hasretin dayanılmaz geliyor bana..
Ben Mevlana değilim ki baş edeyim yokluğunla
‘’Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı’’
Günahını boynuma borç diye dolamaya razıyım da
Ah bir de yakmasa içimi şu garip sızı…