Bir Vefa örneği ( dini hikayeler tercüme Mikdat Bal )


Bir gün Hz Ömer Müminlerin emir’i
Yanında sahabeler dinliyordu her biri


İki kişi  bir genci huzuruna getirir
Ömer onlara dönüp sohbetini bitirir


Onlara dönüp sorar, bu telaşınız nedir?
Ne istersiniz gençten, telaşınız nicedir?


Genci sıkı sıkıya tutanlardan bir kişi
“Ya Emirel Mü'minin” kısastır bunun işi


Bu genç bizim bahçeye büyük bir taş savurdu
O taş isabet etti babamızı devirdi


Şimdi biz istiyoruz babamızın kanını
Kısası tatbik edin o da versin canını


Hz Ömer bu kez delikanlıya sorar
Doğru mu dedikleri? Diye itiraf arar.


Genç der, evet doğrudur benim elimden öldü
Fakat anlatacağım dinleyin nasıl oldu


Müsaade buyurun doğruyu anlatayım
Buranın garibiyim üç gün oldu yoldayım


Bu gün buraya vardım yorgun, aç ve uykusuz
Bir yağız atım vardı, yorgunluktan huzursuz


Bunların bahçesinin yanına varmıştım ben
Dinlenmek istiyordum, bir mola vermiştim ben


Bir çite bağlamıştım atımı ve uyudum
Derken bir ihtiyarın bağırdığını duydum


Atım uzanıverip hurmalarından yedi
O anda uyuyordum, fark edemedim dedi


Uykudan uyanmıştım, adam taş atıyordu
Ben ayağa kalkmıştım, at yerde yatıyordu


Son gelen taş iriydi atın başına değdi
Atım orada öldü ecele boyun eğdi


Çok severdim atımı can evimden vuruldum
Aynı taşı fırlattım, sinirlendim, darıldım


İhtiyar da orada teslim etti canını
Elimde olmayarak, döktüm onun kanını


Ömer der, öldürmüşsün kısas lazım geliyor
Yüce kuran böyle der, bunu herkes biliyor


Delikanlı, hay, hay der, boynum kıldan incedir
Kur'an başım üstüne, o gönlümde yücedir


Müsaade buyurun sizden bir rica sorsam
Üç gün mühlet verseniz kendi köyüme varsam


Babam ölmüş, bir küçük kız kardeşim var evde
İade etmeliyim onun hakkı var bende


Babamın parasını yalnızca ben bilirim
O talihsiz yetime gider söyler gelirim


Davacılar teklifi hemen ret eylediler
Bir giderse bir daha , döner mi söylediler


Hz Ömer ona sözün eri olursan
Mühlet verebilirim, şayet kefil bulursan


Müsaade ederim üç günde geleceksin
Unutmamalısın ki kısasla öleceksin


Bütün sahabelere genç göz atar bu kere
Sonunda karar kılar hazreti Ebu Zerre


Bana kefil olacak yalnız bu olabilir
Bu kadar yük altında ancak bu kalabilir


Huzurda bulunanlar durumu yokluyorlar
Hazreti Ebu Zer den bir cevap bekliyorlar


Hazreti Ömer sorar Ne dersin Ya Eba Zer
Sen bu delikanlıya kefil olur musun der


Elbet kefil olurum gitsin üç günde gelsin
O zavallı yetimde emanetini alsın


 Davacılar kadrini bilirdi Ebu Zerrin
Dediler gönlümüzde âlâdır senin yerin


Hazreti Ebu Zer’i iyi biliriz derler
İki davacı kardeş onu kabul ederler


Genç huzurdan ayrılır köye doğru yol alır
Sahabelerin tümü büyük merakta kalır


Genç henüz gelmemişti aradan üç gün geçti
Davacılarla kefil, mahkemede yer seçti


Bir ara davacılar dediler Ebu Zerre
Nasıl kefil olmuşsun bu gence göre, göre 


Resulullah sağ iken seni  metih eylerdi
Senin faziletini babamız hep söylerdi


Ama sen kefil oldun bilmediğin birine
Biz kana kan isteriz şimdi onun yerine


Hazreti Ömer der ki adalet edeceğim
Vallahi gelmez ise seni öldüreceğim


Ebu Zerri Kifariy  yok korkusu telaşı
Vallahi gelmez ise feda ederim başı


Sahabelerin hepsi apaçık ağlıyordu
Davacı olanlara yakıp yalvarıyordu


Ne olur babanızın diyetini verelim
Yeter ki evet deyin bu davayı dürelim

 

Asla kabul etmezler kana kan istiyorlar
Babamızın kanını satamayız diyorlar


Mühlet geçmişti artık Ebu Zer hazırlanır
Abdest almaya kalkar sahabeler sızlanır


Bu esnada uzaktan engelleri aşarak
Bir adam görünür ki yaklaşıyor koşarak


Yaklaştıkça tanırlar delikanlıdır gelen
Kısasa doğru koşan, ölmeden önce ölen


Gelir ve selam verir herkesten özür diler
Yolumu gözettiniz çok özür dilerim der


İnanın geç kalmayı isteyerek kalmadım
Dayılarımı köye gittiğimde bulmadım


Gidip arayıp buldum yetimi teslim ettim
Paraların yerini yavrucuğa söyledim


Şimdiyse buradayım boynum kıldan incedir
Ahde vefa etmeyen ahirette nicedir


Mecliste bulunanlar herkes hayretle baktı
Onu öldürmek değil alnını öpmek haktı


Genç der ki nedir böyle bana hayret ettiniz
Biraz geç kaldı isem gelmez mi zannettiniz


Ben bilirim Mü’minler ahde vefa ederler
Sonu ölüm olsa da seve, seve giderler


Bunu dedikten sonra el kaldırdı Semaya
Allah’a dua etti başladı yalvarmaya


Der ki ya Rabbi benim şüphem yok imanımdan
Benim kalbimim nuru görülmez mi alnımdan


Bu sözleri duyunca ağlar hazreti Ömer
Hayretler içindedir ve sorar Ya Eba Zer


Tanır mıydın bu gençi veyahut babasını
Bunun kabilesini veya akrabasını


-Ya Emirel Müminin hayır tanımıyordum
Tanımadan ben buna nasıl kefil olurdum


Bunun için sordunuz zannımca bu soruyu
Madem merak ettiniz anlatayım doğruyu


Ya Ömer herkes bilir benim kim olduğumu
Peygamberden ne gibi bir rütbe aldığımı


İşte ben bunun için kefil oldum bu gençe
Ona yok diyemezdim bana sen ol deyince


Zira dedirtemezdim bunlarda yok fazilet
Mümin faziletlidir kabul edemez zillet


Hayretler içindedir o mecliste olanlar
Merhamete geldiler davada bulunanlar


Çünkü gencin imanı kalplerini fethetti
Hazreti Ebu Zerri Resulullah methetti


Davacılar dediler ol Hazreti Ömer’e
Hayret ettik bu gence hayranız Ebu Zerre


Vazgeçtik bu davadan bu genç ki vefakardır
İsteyerek yapmadı engin imanı vardır


Bizim için kısasın kalmadı bir nedeni
Takdirle karşılarız ahde vefa edeni


Ozan Mikdadi



( Bir Vefa Örneği ( Dini Hikayeler Tercüme Mikdat Bal ) başlıklı yazı Mikdadi tarafından 4.06.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.